Terör devleti İsrail’in Gazze’ye bombardımanında 3 haftayı geride bıraktık Siyonist terör devleti acımasız bir şekilde Filistin halkını yok etmek için Gazze’nin %50 sini bombalarla yok etti. Masum 7000 bebek, çocuk, kadın ve yaşlı insan yaşamını yitirdi.  Ayrıca enkaz altında çıkarılmayı bekleyen 3000 civarında cansız bedenler var hastanelerde 20.000 civarında yaralı bulunmaktadır. Filistin Sağlık bakanlığı artık sağlık sisteminin iflas ettiği açıklamasını yaptı, Yine kentte salgın hastalıklar baş gösterdi. Bunlar yetmiyormuş gibi Siyonist israil insanları aç ve susuz ölüme terk ediyor. Tarihte eşi benzeri görülmemiş bu vahşet ve katliam, İsrail, Amerika ve aveneleri tarafından, insanlığa karşı işlenmiş en büyük bir soykırımdır.

Gazze saldırıları hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail'e yapacağı ziyaretle ilgili, "Hayatımda bir kere Netanyahu'nun elini sıktım, Türkevi'nde Amerika'da. İyi niyetimizi suiistimal etti.’’ İsrail'e gitme projemiz vardı, iptal ettik. İyi niyetimizi suistimal ettiler dedi.

Erdoğan üst perdeden konuşarak İsrail ABD ve batı dünyasına şöyle seslendi:

‘’Ey İsrail bu kafa ile bir yere gidemezsin. Yanına ister ABD'yi al ister batıyı. Amerika da kaybedecektir. Bütün mesele adil bir dünyanın kurulmasından geçer. Anne babaların çocuklarının naaşına sarıldığı bir dünyada kimse huzur içinde uyuyamaz.

Engel olmayan her ülke için de geçerlidir. bu katliamlarla mukayese edilemeyecek eylemler üzerinden gerçeğe sırtını dönenlerin durumunu konuşma vakti geldi. Saldırılara bahane üretmek batının kanlı tarihinden devraldığı mirastır.’’ Diyerek üst perdeden tepkilerini dile getirdi.

Yine Arap birliği ülkelerinden hiç birisi israil’in bu soykırımı karşısında kınamadan öteye gidemediler. Onların yöneticilerine de yazıklar olsun diyorum Amerikan uşakları.

İbn-i Haldun’un Mukaddime adlı eserinde bahsettiği “Coğrafya kaderdir” cümlesi bu günlerde çok büyük anlam ifade etmektedir. İsrail’in masum Gazze halkına başlattığı soykırım bunun en iyi göstergesidir. Bir bölgenin coğrafi konumu o bölgenin müspet veya menfi, olumlu veya olumsuz anlama geleceğini belirler.

Coğrafi konum demek bir değer ifade eder ve o coğrafyanın yer altı-yerüstü birçok zenginliği anlamına gelir. Ortadoğu’da 1800’lerin sonlarına doğru keşfedilen petrol ve doğalgaz, uluslararası arenada, küreselcilerin iştahını kabartmış ve bu bölgelerde enerji kaynaklarına hakim olmak için İngiliz’ler tarafından siyasi, ekonomik ve askeri politikalar üretmişlerdir.

Ancak Çin’in küresel güç olma yolunda hedef koyması ve enerji ihtiyacının %80 nini dışardan karşılaması yüzünden gözünü Ortadoğu’ya dikmiştir. Amerika ise siyasi ve ekonomik politikalardan vazgeçip artık bu Ortadoğu enerji koridoruna sahip olmak için askeri operasyonlara girişmiş bulunmaktadır. Onun için bölgeye 6 tane son teknoloji ile donatılmış gemilerini, binlerce asker ve mühimmatı göndermiştir.

Tarih boyunca, Ortadoğu’nun kaderini yeraltı zenginlikleri belirlemiştir. Bu bölgede petrolün ortaya çıkmasıyla birlikte İngiliz sömürgeci güçler ellerini bu bölgeden çekmemişlerdir. Ortadoğu’nun ekonomik, politik ve stratejik değeri mevcut olup bu bölgenin kaderini de coğrafi konumu ve bu konumundan kaynaklanan zenginlikleri belirlemiştir.

Bir analiz yapacak olursak Ortadoğu, eski dünyanın tam merkezinde bulunmakta olup; Asya ile Avrupa’nın, Asya ile Afrika’nın, Karadeniz, Akdeniz ve Hint Okyanusu’nun bağlantı yerindedir. Ortadoğu, bu konumu nedeniyle tarih boyunca önemini korumuş ve birçok savaş bu bölgede çıkmıştır.

Ortadoğu, Doğu ile Batıyı birbirine bağlayan ticaret yolları üzerinde bulunmaktadır; Nil, Dicle ve Fırat gibi nehirleri ve Süveyş Kanalı, Hürmüz Boğazı gibi önemli deniz ticaretinin yoğun oluğu bir bölgedir. Bu sebeplerle Ortadoğu tarihin her döneminde tüm dünyanın dikkatini üzerine çekmiş ve bütün oyunlar bu merkez üzerine oynanmıştır.

Dünyada söz sahibi olmak isteyen küreselciler, bu bölgedeki enerji kaynaklarını ele geçirip egemenlik kurmak adına işgallerden ve bölgeyi karıştırmaktan vazgeçmemişlerdir. Yakın tarihte Amerika’nın Irak’ta yaptığı soykırımı gördük 1 milyon insanı katlettiler, demokrasi getireceğiz diye, batsın sizin bu kanlı demokrasi anlayışınız!  

Ortadoğu hem petrol hem de doğalgaz rezervleri konusunda dünyanın petrol başkenti diyeceğimiz bir konumdadır. Petrol dünyanın en kıymetli ve rakipsiz hammaddesi haline geldikten sonra, petrolün çıktığı her yerde savaşlar, ihtilaller, iç karışıklık ve hükümet darbeleri birbirini kovalamış ve petrole sahip ülkelerin halkları hiçbir zaman rahat nefes alamamıştır.

Bugün Gazze’de yaşanan olaylara bu açıdan baktığımızda olayın iki boyutu var;

İsrail Devletinin sınırlarını Nil’den Fırat’a kadar genişletmek;

Dünyadaki Yahudi nüfusu 15,3 milyon. Buna göre, geçen yıl 6 milyon 950 bini bulan İsrail'deki Yahudilerin sayısı yüzde 2 artışla yaklaşık 7 milyon 80 bin oldu. Yaklaşık 8,25 milyon Yahudi İsrail dışında yaşarken, bunların 6 milyonu ABD'de ve 2,25 milyonu diğer ülkelere dağılmış durumda.

Topraklarını genişletmek için soykırım yapan, israil az olan bu nüfusu buralara nasıl yerleştirecek? Yine istikrarsız olan bu bölgeye acaba bu Yahudiler gelir mi tartışılır.

ABD Dünya enerji kaynaklarının merkezi Ortadoğu’ya hakim olmak istemektedir. Çünkü petrolün, dünyadaki ispatlanmış rezervinin %   51,8’i Ortadoğu’dadır.

Bu nedenle; ABD'nin 2005-2009 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı yapan Condoleezza Rice. Afganistan'a müdahale kararı alan o zaman ki Başkan Bush'un ulusal güvenlik danışmanıydı. Ortadoğu'daki 22 ülkenin sınırlarının değişeceği iddiasının da sahibiydi.

Gerçi sonradan doğrudan böyle bir ifadesi olmadığı anlaşılsa da BOP söz konusu olduğunda ismi en önde geçenlerden. Rice atıfla verilen 22 ülke değişim yaşanacağı ifadesi (ki burada sınırlardan söz etmemekte) Washington Post’ta 7 Ağustos 2003 tarihinde yayımlanan “Ortadoğu’yu Dönüştürmek” makalesinde geçmektedir. 

Bakalım önümüzdeki günler Ortadoğu’da nasıl şekillenecek, Rice’sın o zaman kaleme aldığı makale de ‘’sınırlar değişecek’’ ifadesi, bu savaşın Kuzey’de Lübnan’a Doğu’da Ürdün ve Suriye’ye, İran’a ve diğer bölge ülkelerinin sınırlarının değişip değişmeyeceğini hep birlikte göreceğiz.  Ayrıca, Çin ve Rusya’nın, Amerika’nın bu operasyonu karşısında tavırları ne olacak, bu da merak konusu.

Son olarak İngiliz Başbakanı Winston Churchill, 1936 yılında da Avam Kamarası'nda söylediği “Bir damla petrol, bir damla kandan daha değerlidir” diyerek adeta bu günleri işaret ederek bu uğurda çok kan döküleceğinin haberini vermiştir.