SON DAKİKA
Hava Durumu

Dağlar başına kış gelir, insan başına iş gelir

Yazının Giriş Tarihi: 14.07.2025 13:59
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.07.2025 13:59

Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımızın dedesini ziyaret etmek üzere köye gittik. Vardığımızda hemen fark ettik ki köy neredeyse sessizliğe bürünmüş; gençler büyük şehirlere göçmüş, geride ise çoğunlukla orta yaşlılar ve yaşlılar kalmış. Yaşlıların kimi bastonuna yaslanmış, kimi gözleri uzaklara dalmış... Hasan Dede ise 95 yaşında olmasına rağmen dinç, bilinçli ve hâlâ hayata bağlı.

Kendisine bakan oğlu anlattı: “Babam gençliğinde hiç doktora gitmedi. Ömrü köyde geçti. Bağda, bahçede, tarlada, ahırda, meyve ağaçlarının altında… Hep çalıştı, hep üretti.” 80’li yaşlarında bir düşme sonucu kolunda incinme olmuş, bir de üşüttüğü için bronşit geçirmiş. Onun dışında hastane yüzü görmemiş.

Hasan dedeyi fazla yormamak için kısa konuştuk. Ama o kısa sürede bile özlü bir ders verdi. Gözlüğünün üzerinden bakarak şöyle dedi:

“Bak evlat… Dağlar başına kış gelir, insan başına iş gelir.”

Ve ardından ekledi:

“Hayat dediğin, insanın başına ne gelirse onunla baş etme sanatıdır.”

Bugün bu yazıyı, 95 yaşındaki o bilge dedenin söylediği o derin cümleden yola çıkarak yazıyorum.

Değerli okurlarım hayatın kendi doğasında gizli bir benzerlik vardır; dağlara kışın gelmesi ne kadar doğalsa, insanın başına türlü türlü işlerin gelmesi de o kadar doğaldır. Anadolu irfanının özlü sözlerinden biri olan "Dağlar başına kış gelir, insan başına iş gelir" atasözü tam da bu gerçeği anlatır. Hiç kimsenin yaşamı düz bir çizgide ilerlemez. Kimi zaman hayatımızda güneşli günler yaşarız, kimi zamansa yağmurlu günler kimi zamansa beklenmedik fırtınalarla karşılaşırız.

Kışın dağlara gelişi gibi, işler de insanın başına usul usul, sessizce gelir. Bazen alınan bir kararın, bazen sadece zamanın akışının bir sonucudur bu. Kimi zaman kontrol edemediğimiz olaylar bizi sarar, kimi zaman da kendi ellerimizle ördüğümüz yanlış tercihler. Ancak önemli olan, tıpkı kışı atlatan dağlar gibi, bu işlerin içinden dimdik çıkabilmeyi bilmektir.

Dağlar, kış geldi diye şikâyet etmez. Karı, tipiyle birlikte taşır; ağırlaşır ama yıkılmaz. İnsan da öyle olmalı. Hayatın getirdiği her sıkıntıyı birer "yaşam öğretisi" gibi görmeli. Zorluklar bizi olgunlaştır ve büyütür, pişirir. Zahmetsiz kolay hayatlar ise sağlam karakterler yetiştirmez. Bu yüzden insanın başına gelen her "iş", aslında onun iç dünyasını yoğuran birer sınavdır. Eskiler ne güzel söylemiş ‘’Zahmetsiz Rahmet olmaz’’ diye, yani sıkıntı çekilmeden, uğraşılmadan, istenilen sonuç elde edilemez. Her nimetin bir külfeti vardır. Sıkıntı çekmeden, bazı fedakârlıklar yapılmadan, yorulmadan hiçbir şey elde edilemez. Her güzel sonuç için mutlaka çabalamak gerekir.

Bugün etrafımıza baktığımızda, iş hayatında, aile içinde, toplumda, hatta kendi içimizde türlü problemlerle karşılaşıyoruz. Ama unutmayalım, her kışın bir baharı vardır. Her işin sonunda bir çözüm, her sıkıntının ardında bir ferahlık gizlidir. Yeter ki sabretmeyi, direnç göstermeyi ve ders almayı bilelim.

Unutmayalım...!!

Her karanlık gecenin bir sabahı vardır.

Her kışın baharı vardır.

Karanlıktan aydınlığa çeviren, hüzünleri ferahlığa tahvil eden, bir yüce el, bir yüce kudret vardır.

Yusuf'u kuyudan alıp, Mısır'a Sultan eden bir güç vardır.

Hayat, tıpkı dağlara gelen kış gibi, hepimize bir şeyler getirir. Kimine dert, kimine fırsat… Ama nihayetinde her şey geçer. Yeter ki biz, o dağlar gibi sağlam duralım. Bu âlemde her şey insan için...

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Yükleniyor..
    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.