SON DAKİKA
Hava Durumu

Deprem öldürmez bina öldürür

Yazının Giriş Tarihi: 17.08.2024 10:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.08.2024 10:19

Türkiye konumu itibari ile neredeyse sınırlarının tamamında tektonik depremlere maruz kalmaktadır. İşte o depremlerden biri olan Gölcük merkezli depremin bugün 25.yılı, ancak şu bir gerçek ki aradan geçen bu çeyrek asır boyunca depreme karşı maalesef önleyici tedbirler almadığımız için başımıza bu felaketler gelmektedir. 1999 Marmara depreminin ardından, bu süreçte Devlet olarak acaba neler yapıldı bir bakalım.

Başta Özel İletişim Vergisi olmak üzere bir dizi yeni vergiler getirildi ve bu vergilerin çok büyük bir kısmı halen yürürlükte bulunuyor.

• Yapı denetim şirketleri kuruldu,

• Afetlerde Kriz yönetiminden Risk Yönetimine geçiş yapıldığı belirtiliyor ama daha tam manasıyla risk yönetimine geçilemedi.

• Ulusal Deprem Konseyi kuruldu ancak bu Konsey 2007 yılında lağvedildi

• Toplanma alanları belirlendi.

• Sağlık Bakanlığına bağlı UMKE kuruldu (Müdahale amaçlı)

• Deprem sigortası zorunlu hale getirildi

• Türkiye genelinde arama-kurtarma ekiplerinin sayısı artırıldı (Müdahale amaçlı)

• İmar yasalarında bir dizi değişiklikler yapıldı. Depremin ardından yapıların depreme dayanıklılık esasları ve denetim kuralları değiştirildi. 2007, 2012 ve son olarak 2019 yılında yönetmeliklerde ciddi değişikliklere gidildi.

• Aynı işi yapan üç kurum tek çatı altında toplanıp, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı kuruldu,

• 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun çıkarıldı. İyi güzel bunlar yapıldı ama uygulamada hala sıkıntılar yaşanıyor.

Bütün bireyler olarak şunu kabul etmek zorundayız. Türkiye bir deprem ülkesidir ve Türkiye’de her an deprem olabilir; şu anda bile olabilir. Dolayısıyla biz bu depremle yaşamak zorunda olduğumuzu bileceğiz ve bu olguyla yaşamayı öğreneceğiz.

Onun için de öncelikle deprem bilincini mümkün olduğu kadar yaymaya çalışacağız. Rahmetli deprem bilimci Ahmet Mete Işıkara’nın dediği gibi ‘’Deprem öldürmez bina öldürür’’ eğer malzemeden çalarsan deprem öldürür, dayanıksız malzeme kullanırsan deprem öldürür, kötü işçilik yaparsan deprem öldürür, yanlış tasarım yaparsan deprem affetmez öldürür, binaları denetlemezsen deprem öldürür, rant için uygun olmayan yere izin verirsen deprem öldürür. Depremden korunmanın en önemli yolu olan depreme karşı dayanıklı yapılar yapıp bu düşünceye sahip çıkacağız. Hepimiz depreme duyarlı ve bilinçli bir toplum olma yolunda çaba sarf edeceğiz.

Çoğunlukla önceden öğrenilemeyen, öngörülemeyen ve kesinlikle engellenemeyen afetlerin gündelik yaşamın bir parçası olarak kabul edilmesi ve afetlerle birlikte yaşama kültürünün toplumda yerleştirilmesi gerekir.

Bu da ancak tüm toplum kesimlerinin afetler konusunda eğitimden geçirilmesi ile mümkün olacaktır. Bu amaçla gerçekleştirilecek eğitim seferberliğine kamu ve özel bütün kurum ve kuruluşların katkıda bulunması gerekir

Deprem’e karşı toplum olarak topyekûn Milli bir seferberlik ilan edip Toplumun tüm kesimleri Devlet, Millet, Kurumlarımız, Üniversitelerimiz, Yerel Yönetimler, Özel Sektör ve STK lar hep beraber ortak hareket edip afetlere karşı dirençli bir toplum oluşturmak için mücadele etmeliyiz.

Temennimiz bir daha 17 Ağustos’lar, 12 Kasım’lar, 23- 30 Ekim’ler ve 6 Şubat’lar gibi büyük acılar yaşamamak için geç olmadan mutlaka yaşadığımız şehirleri deprem afetine karşı güvenli bir hale getirmemiz gerekmektedir.

Belki bu zaman alabilir ama mutlaka bir yerlerden başlamamız lazım hani meşhur bir söz vardır’ başlamak bitirmenin yarısıdır ‘diye Unutulmamalıdır ki afetten etkilenecek olan sadece tek tek bireyler değil, topyekûn olarak bütün Türkiye’dir.

Afetsiz günler dileğiyle…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Yükleniyor..
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.