SON DAKİKA
Hava Durumu

Gazze'de insanlık hastahane enkazı altında kaldı!

Yazının Giriş Tarihi: 20.10.2023 12:32
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.10.2023 15:05

Katil terör devleti İsrailin Gazzeye acımasızca havadan,karadan ve denizden yaptığı saldırılarda onbinlerce Filistinli yaşamını yitirdi yine onbinlece yaralı var. En son İsrail'in hava saldırısı düzenlediği Gazze’deki el-Ehli Baptist Hastanesi'nde yaralı ve hastaların yanı sıra kalan binlerce yerinden edilmiş Filistin’li insandan en az 500'ünün öldüğü, binlere varan yaralı olduğu Filistin İçişleri Bakanlığınca açıklandı.

İsrail’in orantısız güç kullanarak yapmış olduğu bu vahşet ve katliamlarda hiç bir şeyden haberi olmayan masum bebek ve çocuklar yaşamlarını yitirdi.Yapılan saldırılarda yanmış ve parçalanmış cesetler bulunmaktadır.İsrail’in yapmış olduğu bu saldılarda kan ve gözyaşı Gazze topraklarına dökülmüştür. Gözü dönmüş ve nefret söylemi içeren açıklamalar yapan savunma bakanı Gazzeli Filistin’lileri hayvan olarak nitelemesi bu siyonist zihniyetin insanlık için ne kadar tehlikeli bir millet olduğunu ortaya koymuştur. Gazze’deki el-Ehli Baptist Hastanesi'ndeki vahşet ve soykırım bize insanlığın yıkılan hastahane enkazının altında kaldığını göstermektedir.

BM ve Dünyadan gelen tepkiler israil’i kınıyoruz,şiddetle protesto ediyoruz,bu kabul edilemez,itidal çağrısı yapıyoruz  gibi yapılan bu açıklamalar aslında dünya kamuoyunun sessiz kaldığını gösteriyor.

Dünya başkentlerinde ki gösteriler ve yürüyüşler de; Halklar hükümetlerin bir an önce harekete geçmesini ve somut adımlar atılmasını talep etmekteler.

İslam ülkelerine baktığımızda ve özellikle Arap ülkeleri sadece kınamakla yetinmekteler,eyleme dönüş hareketi yok. Arap liderlerinin tamamı merkezden ABD’ye bağlılar zevkü sefa içerisinde sarhoş olmuşlar adeta, halbuki ellerinde petrol ve doğalgaz kozu var, bu kozu batıya karşı kullan,  onuda yapamazlar o cesaret ve yüreklilik yok onlarda!

Kolombiya kadar olamadılar! Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, Gazze’ye yönelik uyguladığı yok etme politikası nedeniyle İsrail’e tepki gösterdi ve “Asıl istedikleri Filistin halkını eski topraklarından sürmek ve yok etmektir” dedi.Filistin’e destek açıklaması yaptı.

Bunun üzerine israil büyükelçisi devlet başkanına kaba bir şekilde cevap verince Kolombiya Dışişleri Bakanı Alvaro Leyva İsrailin Bogota büyükelçisinin cumhurbaşkanına "kabalık" yaptığını belirtti ve özür dileyerek derhal ülkeden gitmesini istedi.

İsrail bir terör devletidir. Dünyada sınırları ve anayasası olmayan tek devlet siyonist israildir, onlara göre gidebildiğin her yer senindir prensibiyle topraklarını genişletmek  istemektedirler.

Peki siyonizm nedir?

Siyonizm kelimesi Kudüs'ün eski adı olarak bilinen "Sion" kelimesinden türemiştir. Yahudi milliyetçiliğinin temel ülküsü olarak kabul edilen Siyonizmde asıl amaç Filistin topraklarında bir Yahudi devleti kurmaktır. Bu inanca göre Filistin'in kutsal toprak olarak Yahudilere bırakıldığı inancıdır.  Bu inanç sadece İsrail'de yaşayan Yahudiler değil uluslararası arenadaki tüm Yahudileri kapsayan bir düşüncedir.

 Ünlü Fransız düşünür ve yazar Roger Garaudy’e göre; Siyonizm, merkezinde Yahudiliğin olduğu Tevrat ve Talmut’a dayandırılan dinî, siyasî, ulusalcı ve sömürgeci bir doktrindir. Siyonizm’in olmazsa olmazları, Amentüsü, temel kabulleri, aşağıdaki gibi özetlenebilir:

1. Allah Tarafından Yahudilere ‘’Vaad Edilmiş Topraklar‟(!)

 2. Yahudiler Allah Tarafından ‘’Seçilmiş Bir Halktır‟, ‘’Üstün Bir Irktır‟(!)

3. Yahudiler ‘’Arı Irktır‟, ‘’Saf Irk Olarak Kalmalı‟dır.

 4. Yahudi olmayanlar için ‘’Etnik Temizlik ya da Soykırım‟ yapılacaktır.

5. ‘’Dünya Yahudileri İçin Bir Tek Devlet Vardır‟: İsrail

6. Yahudilerin ‘’Dünya Hâkimiyeti‟ için ‘’Gizli Dünya Devleti‟.

Konu hakkında Prof.Dr.Burhanettin CAN yazdığı bir makalede şöyle demektedir.

‘’Vaad Edilmiş Topraklar‟(!) ya da “Büyük İsrail Projesi”

Siyonistler, dindar olmamış olmalarına karşın Yahudilerin dini duygularını harekete geçirebilmek için dini terminolojiyi çarpıtarak kullanmayı bir yöntem olarak benimsemişlerdir.

En çok da Tevrat’taki Tekvin 15/18 ayetini istismar etmişlerdir: “Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat nehrine kadar bu diyarı senin zürriyetine verdim.” (Tekvin, 15/18) Bu, Hz. İbrahim’i takip eden müminlere yapılan bir vaat olmasına rağmen; Siyonist önderler bunu, İsrail oğullarının inançları ne olursa olsun, Allah tarafından yalnızca İsrail oğullarına, yanı bir ırka, yapılmış bir vaat olarak kabul etmekte ve tüm Yahudilere benimsetmeye çalışmaktadırlar.

İkinci hareketin başlatıcı önderi Herzl, 1902’de yazdığı Altneuland adlı romanında “Ülkenin toprakları Akdeniz‟den Fırat nehrine, güney Filistin‟den Lübnan‟a kadar uzanıyordu” demekle; „Nil'den Fırat'a kadar olan toprakların‟ kendilerine ait olduğunu beyan etmiş oluyordu.

Herzl’i takip eden tüm Siyonist önderlerin kafalarında, Yahudi devletinin sınırları konusunda hep bu gizli gündem var olmuştur. Ancak pratikte bunu zamana yayarak Savunma bakanı Ezer Weizmann’ın „ihtiyatlı manipulasyon politikasıyla‟ gizleyebilmişlerdir. Herzl’i takip eden bütün Siyonist önderler, yol boyu, bu toprakların elde edilmesini, çok önemli bir stratejik hedef olarak sürekli dile getirmişlerdir:

Eski İsrail Başbakanı,Madam Golda Meir: ‘’Bu ülke bizzat Allah tarafından yapılmış bir vaadin gerçekleşmesi olarak mevcuttur. O yüzden bu ülkenin yasallığı konusunda hesap sormaya kalkışmak gülünç olur. ”

Yine eski başbakanlardan, Menahem Beghin: ‘’Bu toprak bize vaat edilmiştir ve bizim bu toprak üzerinde bir hakkımız vardır”  “İsrail Peygamber‟in toprağı İsrail halkına teslim edilecektir. Tamamı ve ilelebet.”

İsrailin ilk Başbakanı, Ben Gurion: “Statükoyu devam ettirmek söz konusu değildir. Dinamik, genişlemeye yönelik bir devlet meydana getirmek zorundayız.”

Eski Dışişleri Bakanı, Moşe Dayan: ‘’Bizler Tevrat‟a sahipsek, kendimizi Tevrat ehli olarak görüyorsak, Tevrat topraklarına da, yani Hâkimler ve Hz. İbrahim‟den Hz. Musa‟ya kadarki peygamberlerin topraklarına, Kudüs‟e, Halil‟e, Eriha‟ya ve daha başka yerlere sahip olmamız gerekecektir.” “... Bizler devletin sınırlarını tespit etmek mecburiyetinde değiliz.”

Dünya Yahudi Kongresi Başkanı Nahum Goldmann, 1956, Siyonist Kongresinde: “Ben bir Arap lideri olsaydım İsrail’le asla görüşmeler yapmazdım. Çünkü biz onların vatanlarını aldık. Şüphesiz bu toprakları Tanrı bize vaat etmişti, fakat bu onlar için ne ifade eder? Bizim Tanrımız, onların Tanrısı değil ki…” Nil’den Fırat’a kadar olan toprakların ele geçirilmesinin” anlamı, Türkiye’nin parçalanması demektir.

ABD’nin, İngiltere’nin, Almanya’nın, Fransa’nın İsrail’e gelip bu savaşta biz seninleyiz senin tarafındayız deyip korkak yahudileri güçlendirmesi onlarında buna dayanarak Filistin halkına soykırım uygulaması insanlık için kabul edilebilir bir şey değildir. Yine ABD nin Akdenize iki büyük uçak gemisi göndermesi, ingiltere’nin kraliyet donanmsına ait gemi göndermesi burada  Hamas’ı bahane edip savunmasız Filistin halkını yok edip BOP’a yol açmak istemektedirler.  Eli kanlı Netanyahu’nun ortadoğuda sınırlar değişecek demesi bu kanlı savaşın daha çok süreceği anlamına gelmektedir.

Öte yandan Rusya Devlet Başkanı Putin'den Akdeniz'e uçak gemisi gönderen ABD'ye gönderme yaparak: "Karadeniz'de devriyeye başlayacak Mig 31 uçaklarımız Kinzhal füzeleriyle donatılmış durumda. Bu füzeler, 1000 kilometreden fazla menzile sahip. Bu bir tehdit değil, ama Akdeniz'de yaşananlar üzerinde görsel kontrol sağlayacağız. Tüm bunlar (ABD'nin uçak gemisi göndermesi) ortamı daha da geriyor." Diyerek biz de takipteyiz demektedir.

İsrail’in Hizbullah saldırılarını gerekçe gösterip Lübnan’ıda topçu ateşine tutması, Suriye Halep havaalanını havadan uçaklarla bombalaması, bölgeyi bir ateş çemberine çevirmek istemektedir.

İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan, İsrail'in Gazze'de her istediğini yapmasına izin vermeyeceklerini söylerken, “Önümüzdeki saatlerde İsrail'e karşı gerekirse her türlü önleyici tedbirler alınabilir” diye konuştu. İran'ın vekâletler savaşını yürüten Hizbullah, Haşd-i Şabi gibi gruplar karadan İsrail'e operasyona girişirken İran uzun menzilli füzelerle  İsrail'i  vurma cesaretini gösterebilirmi acaba?

 Ürdün Kralı Abdullah Gazze’deki nüfus hareketliliğiyle ilgili olarak kendi sınırlarını koruyacaklarını ve yeni mülteci dalgasına izin vermeyeceklerini söyledi.

Türkiye ise burada en aktif rol oynayan ülke olarak dikkat çekiyor. Gazzedeki hastane saldırısından sonra Cumhurbaşkanın kararnamesiyle 3 günlük yas ilan edildi ve bayraklar yarıya indirildi.

Sağlık Bakanlığı ilaç ve sağlık malzemesi yardımını Mısır’a gönderdi.

AFAD aracılığıyla insani yardımlar THK kargo uçaklarıyla Mısır’a gönderildi. Pek çok STK yardım kampanyaları düzenledi. Türk Halkı hastane saldırısından sonra başta İstanbul ve Ankara olmak üzere bir çok kentte israili telin gösteri ve yürüyüşleri yapıldı. Türk kamuoyu medyası her gün haber bültenlerinde canlı olarak israilin bu vahşet ve soykırımını tartışmakta ve doğru haber yayın ve akışını sürdürmektedir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistin-İsrail sorununa ilişkin, "1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğü haiz, başkenti (Doğu) Kudüs olan bir Filistin Devleti'nin hayata geçirilmesi artık ertelenemez bir ihtiyaçtır." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan,son konuşmasında söyle dedi;"Şimdiye kadar devlet ve hükümet başkanı seviyesinde 18 liderle telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Mısır makamlarıyla işbirliği içerisinde 3 uçak dolusu insani yardım malzemesini bölgeye ulaştırdık. 17 yıldır abluka altında yaşayan mazlum Gazze halkına yardım elimizi uzatmaya devam ediyoruz.

Anlaşılan o ki Ortadoğu ve Akdeniz’de önümüzdeki günlerde hareketlilik devam edecek, bakalım daha dünya ne kadar  bu soykırım ve vahşete sessiz kalacak bakıp göreceğiz.

Anlaşılan dünya yeniden şekillenmeye başlayacak, Türkiye'nin bölgede savaşın yayılması durumunda rolü çok önemli.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Yükleniyor..
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.