SON DAKİKA
Hava Durumu

Hatay’dan geriye kalanlar ve alınması gereken dersler (2)

Yazının Giriş Tarihi: 26.04.2023 08:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.04.2023 08:59

Afetlere direnç için risk azaltım önerileri;

Afet riskleri dikkate alınarak şehirlerin tarihi, sosyal, kültürel dokuları ve sektörel gelişme stratejileri doğrultusunda mekânsal planlar yeniden yapılmalı, zemin özelliği dikkate alınarak imara kapatılacak yerler belirlenmelidir.

İmar mevzuatı çoklu afet riskleri dikkate alınarak planlama, uygulama, denetim ve yaptırım konuları itibarıyla tekrar ele alınmalı,

Birinci derece ve ikinci derece deprem bölgelerinde ve sel vb. afet riski yüksek olan alanlardaki yerleşim birimlerinde imar planlama ve uygulama çalışmalarında yerel yönetimlerin yetkileri gözden geçirilmeli, bu kapsamda hatalı plan tadilatlarına ilişkin plan müelliflere yönelik cezai yaptırımları gözden geçirilmelidir.

Afetlere dirençli bir kentsel planlamanın oluşturulabilmesi için şehrin sistemsel işleyişine ve mekânsal kurgusuna yönelik kararlar ulaştırma planlarıyla uyumlu şekilde alınmalıdır. İmar Kanunu kapsamında valilikler ya da belediyeler tarafından verilebilen yapı ruhsatının alınma sürecinin merkezi bir kuruluş ya da ilgili Bakanlığın denetimine tabi olacak şekilde yeniden yapılandırılması önem arz etmektedir.

Afet riski öncelikli yerleşimlerde etüt sonuçlarının yapılaşma kararlarında bağlayıcı olması, etütlerde belirtilen yasaklama ve önlemlere ilişkin koşulların sonraki aşamalarda izlenmesi ve denetlenmesine ilişkin yasal ve idari mekanizmaların oluşturulması gerekmektedir.’ Denilmektedir.

Umarım yukarıda yazılan bu öneriler bir an önce hayata geçer... Bu acıları bir kez daha yaşamayız.

Hatay’da gördüğüm kadarıyla yıkımların en önemli nedenlerinden bir tanesi 1975 yılında tamamen kurutulan Amik Ovası’nda zeminin zayıf olması ve sıvılaşma olayına neden olduğundan zeminin binaları taşıma gücünü yitirmiş olması. Bu nedenle 5 katlı binaların birinci katlarının toprağın altına göçmüş olduğunu gördüm.

Bir başka neden ise, yerleşim yeri altından geçen diri fayların varlığıdır. Normal diri faylar üzerinde yapılaşmanın olması, yani yerleşim yerlerinin yapılaşmaya açıldığı bu nedenle fay hattındaki binalar yıkılmıştır.

Hatay’da konuştuğum vatandaşlar kendilerinin orta hasarlı binalardan canlarını kurtardıklarını ancak, yıkılan binaların büyük bir bölümünün ise 35-40 yıllık beş katlı binalar olması nedeniyle can kaybını artırdığını söylediler.

Özet olarak şunu söyleyebiliriz; Hatay'daki yıkılan binaların ana nedenleri, zayıf zeminler üzerinde gerekli önlemleri almadan yapılaşmanın olması ve uygulamadaki deprem yönetmeliklerine göre inşa edilmemiş binaların çokluğu ve diri faylar üzerinde yapılaşmanın olmasıdır denilebilir.

Türkiye’nin bir deprem kuşağında olduğunu ve sık sık benzer sarsıntıların meydana gelme ihtimali olan bir ülke olduğu gerçeğinin, kabul edilmesi ve depremlerle birlikte yaşama kültürünü öğrenmeliyiz. Ancak bunun yanın da şehirlerimizi afetlere karşı dirençli bir hale getirebilmemiz için

1- İmar kanunu ve deprem mevzuatımızın günün şartlarına göre yeniden revizyon edilerek, ihtiyaca cevap verir hale getirilmelidir.

2- Yapı denetim sistemi yeniden değerlendirilmelidir.

3- Bu depremleri milat kabul edip yapılacak binaların zemin etüdünün titizlikle yapılması, önem arz etmektedir.

4- Deprem bölgelerinde ki, fay hatlarının yakınında ki bölgelere kesinlikle imar izni verilmemelidir,

5- Bir plan dahilinde kısa ve orta vadede devlet tarafından riskli bölgelerdeki binaların   kentsel dönüşümünün vakit kaybedilmeden başlatılması gerekmektedir.

Eğer bunları yapmazsak, yine şehirlerimizde binalarımız yıkılacak, yeniden enkaz altında insanlarımız kalacak ve tekrar başa döneceğiz.  Artık bu müdahaleci yaklaşımdan vazgeçmeliyiz. Neden binalarımız yıkılsın neden insanlarımız ölsün.

Ülke olarak çok büyük bir deprem yaşadık. Acaba beklenen depremler gelmeden bunlar yapılabilir mi?

Ezcümle defaten söylediğimiz gibi yaşadığımız bu büyük felaketten sonra alınması gereken dersler ve yapılması gerekenleri bir kez daha hatırlatalım dedik. Bizden söylemesi çünkü bizler, Türk toplumu olarak her şeyi maalesef çok çabuk unutuyoruz. Afetsiz sağlıklı günler diliyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Yükleniyor..
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.