SON DAKİKA
Hava Durumu

Japonya ve Türkiye’de yaşanan depremler arasındaki fark

Yazının Giriş Tarihi: 03.01.2024 10:39
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.01.2024 10:39

Depremler kaçınılmaz bir doğa olayıdır ve sadece Türkiye’ye özgü değildir. Dünyanın farklı coğrafyalarında bulunan ülkelerde de en az Türkiye’deki büyüklükte ve sıklıkta depremler meydana gelmektedir. İşte onlardan biri 1 Ocak 2024 tarihinde  Japonya’da 7,6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. İlk belirlemelere göre 50'den fazla bina kısmen veya tamamen yıkıldı. Çok sayıda bina alevlere teslim oldu.  Tsunami uyarısı kaldırılırken yetkililer 7,6'lık sarsıntının ardından "Büyük bir sarsıntıya daha hazırlık olun" çağrısı yaptı. 

Japonya Meteoroloji Ajansı'na (JMA) göre, batıdaki İşikawa'nın Noto Yarımadası ve açıklarında büyüklükleri 5 ila 7 arasında değişen çok sayıda deprem meydana geldiğini duyurdu.

Depremler sonrası kara yollarında çökme yaşandığı, Noto Yarımadası'ndaki Wajima kentinde çıkan yangında yakın çevredeki 200'e yakın yapının hasar gördüğü bildirildi.
Devlet televizyonu NHK'ya ait görüntüde, Wajima'da 7 katlı bir binanın yan yattığı görüldü. İşikawa Eyalet Valiliği, bölgedeki depremler sonrası 48 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.(Ajanslar)

Ülkemizde ise 6 Şubat 2023 tarihinde merkez üssü Kahraman Maraş Pazarcık olan 7,6 büyüklüğündeki deprem’de ise 50.000 üzerinde insanımız yaşamını yitirdi.

Türkiye’deki deprem ile Japonya’daki deprem aynı büyüklükte ama ne yazık ki tablo çok çok farklı İki ülke iki veri sonuçlar ortada Japonya’da 48 ölü Türkiye’de 50 bin üzerinde ölü!

 Peki Japonya bunu nasıl başardı?

Japonya’da 1 Eylül 1923'te yaşanan büyük kanto depreminde 140 bin kişi yaşamını yitirdi. Bu  felaket "Japonya'da sismik yapı tasarımının" doğmasına yol açtı. 1960'tan bu yana ise, 1 Eylül tarihi ulusal "Felaket Önleme Günü" olarak anılıyor. Bir milat olarak kabul edilen kanto depremi sonrası, çıkarılan dersler sayesinde bugün Japonya’ depreme karşı daha güvenli bir ülke konumundadır.

Japonya’da her yıl 1 Eylül'de öğrenciler, işçiler ve memurlar büyük bir depreme hazırlık amacıyla tatbikat yapıyor. İşletmeler, yerel yönetimler ve halk da acil durum malzemeleri stokluyor.

Dünyada yaşanan depremlerin yüzde 10' u Japonya’da meydana gelmektedir. Depremden kaçışın olmadığı ülkede dayanıklı yapı inşası için yıllar içinde sıkı imar kuralları geliştirildi. Bu kurallara güvenen inşaat mühendisleri ve mimarlar, modern Japon binaların depreme karşı koruyacak şekilde tasarlandığını ve olabilecek yeni bir depremden dolayı endişe duymadıklarını söylüyorlar.

Ancak buna rağmen Japonlar depremi “afet” olarak değil; bir doğa olayı olarak görüyorlar. Oluşan büyük  depremlerde  hasar ve kayıplar oldukça çok düşük seviyede kalmaktadır. Japonlara göre afet insan eliyle ortaya çıkıyor. Depremin büyüklüğü ne kadar olursa olsun her deprem sonrası, gördükleri eksiklik ve aksaklıkları gören Japonlar kurallara uyan ahlaki değerlerin dışına çıkmayan toplumsal bilinçi oluşturmuşlar.

 2018 verilerine göre, Tokyo'daki binaların yaklaşık yüzde 87'si depreme dayanıklı. 

Yapıların çoğu, deprem sarsıntısına maruz kaldığında esnek hale gelecek şekilde tasarlanıyor. bazı binalar da sarsıntı gücünü çekebilen şişirilmiş, kauçuk veya sıvı dolu tabanlara sahip.

Japonya’da mimar ve mühendislerin mesleklerini icra edebilmeleri için yapı tasarım ve inşaatıyla ilgili sertifikalarını her yıl yenilemeleri gereklidir. Sertifikalarını alabilmeleri için sınavlara girmeleri mecburidir.

Japonya’da yeni mezun bir mimar ve  mühendisin aldığı sorumluluk küçük ahşap evlerle sınırlıdır. Büyük binaların inşaasında çalışamazlar.

Üç kattan büyük inşaatlarda yapı ynetmeliklerine uyulması ve deprem izoletörlerinin kullanılması zorunludur.

Japonya’da yasaların uygulanmasında tüm bürokrasi sorumlu olup bütün bürokratlar denetçi ve herkes hesap vermek zorundadır. Yenilikçi uygulamalara, yatırım yapma, eğitim verme ve geçmiş hatalardan ders alma yeteneği Japonya’yı dünyanın en hazır ülkesi haline getirmiş durumdadır.

Japonyada yaşanan büyük depremler sonrasında halk da şöyle bir bilinç oluştu; depreme karşı güvenli dayanıklı yapı inşaa etmek. 

Japonya depreme karşı önlemler alarak büyük depremlerden en az zararla kurtuluyorsa biz neden kurtulmayalım?

İşte reçete

- Afet  ve imar mevzuatı günün şartlarına göre yeniden hazırlanması,         

- Afet yönetimindeki eksikliklerin giderilmesi,         

- Toplumdaki deprem bilincinin  artırırılması,         

- Binaların deprem yönetmeliklerine uygunluğunun denetlenmesi,         

- Kentsel dönüşüm belli bir proğram dahilinde yapılması,         

- Halkın, depreme hazırlık aşamasında  yılda bir kez eğitim  ve tatbikatlara katılması,         

- Önceki depremlerden ders çıkartılması,         

- Mimar ve Mühendislerin mesleklerini icra edebilmeleri için sertifikalarını alabilmeleri ve sınavlara girmelerinin mecburi olması,         

- Zemin etüdüne gereken özenin gösterilmesi,         

- Bilime ve bilimi uygulayacak bir iradeye sahip çıkılması,         

- Türk halkının afet, imar yasa ve yönetmeliklerine harfiyen uymalarının  sağlanması,         

- En önemliside Türk toplumunda ahlaki değerlerin dışına çıkılmaması sağlandığı zaman bizim de, Japonya’dan bir farkımız kalmayacak.

Türkiye bir deprem ülkesidir, herkes bu deprem gerçeğini kabul etmelidir. Bu gerçeği gözardı ederek attığımız her adım, esnettiğimiz her kural ve kaide, geleceğimizi riske atmaya devam edecektir.

Bugüne kadar yaşadığımız bütün depremleri her şeyiyle birlikte iyice analiz etmeli;  insanca yaşanabilir binalarımızı inşaa ederek, deprem direnci yüksek güvenlikli hale getirirken, geçmiş afetlerdeki iyi uygulamalarımızı da devam ettirmeli ve geliştirmeliyiz.

Şunu unutmayalımki ülke olarak bizim deprem afetinden ders alacak acı hatıralarla dolu geçmiş bir tarihimiz var. 6 Şubat depremi sonrasındaki süreç bu derslerden yeterince bir şeyler öğrenmediğimizi, belki de daha acısı öğrendiklerimizi yeterince uygulayamadığımızı gösterdi bize.

Afetsiz günler dileğiyle

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Yükleniyor..
    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.