Gençlik, bir milletin geleceğini belirlemede vazgeçilemez, ihmal edilemez en büyük sermayedir.

Bu sermayeye eğer ciddi anlamda yapılmaz/yapılamaz ise, o millet her açıdan işgale uygun hale gelir.

Zira bir milletin ekonomik, kültürel, siyasal ve ahlaki manada kalkınması, gelişmesi/geliştirilmesi ancak geçmişi ve geleceği hem manevi hem de maddi cihetten gençliğinin iyi eğitilmesi ile olasıdır.

Medeniyet ve uygarlık alanında ilerlemeyi sağlayan milletler, gençlerini gözleri gibi muhafaza etmişlerdir. Efendimiz; hayatı boyunca gençleri hep onure etmiş ve onları yeteneklerine uygun olarak değişik işlerde vazifelendirmişti. Mekke zorba yönetiminden işkence, eziyet gören Müslümanları Habeşistan’a gönderirken, onları temsil edecek genç Cafer bin. Ebu Talibi görevlendirdi.

Mekke’de zülüm, şiddet artıp katlanılamaz hale gelince, inananlara hicret izni verildi.

Medine’ye hicret edilmeden önce 1. ve 2. Akabe biatlarından hemen sonra efendimiz, genç Mus’ab bin. Umeyr’i hem bir öğretmen hem de mübelliğ olarak Medine’ye gönderdi.

Medine’deki insanlara sahip olduğu mükemmel iletişim lisanı ile İslam’ın evrensel mesajlarını anlatıp, Mekke’den gelecek muhacirlere uygun ortamı hazırladı.

Efendimiz Medine’ye hicret edip yerleşince kurmay zekâları yetiştirip, geleceğin İslam medeniyetinin temellerini sağlam temellere oturtacak genç nesiller için “Suffe” mektebini kurdu.

Zira buradan eğitilecek genç beyinler, ufuklar ötesine bu davanın mesajlarını taşırken, ilham aldıkları o mesajları hayatlarına nakşederek, yaşamları ile de rehberlik ediyorlardı.

Bütün beşeri ideolojilerin ve dinlerin hedef kitlesi hep gençler olduğu bir realitedir.

Gençlerini geleceğe hazırlarken hiçbir özveriden kaçınmayan milletler, diğer milletlere her açıdan üstünlük sağlamışlardır.

Akıldan, bilimden ve yaşadığı çağın gereklerinden yoksun bırakılan gençler, mensubu oldukları milletlerin yıkım ve yok oluş sebepleri olurlar.

Emperyal hegemonya peşinde olan devletler, gençlerin zihinsel ve ruhsal yapılarını iyi tahlil ederek onları kendi kötü emellerine alet etmekten zerre imtina etmemişlerdir.

Telafisi imkânsız genç sermayeyi çarçur etmek ve geleceğe ilişkin genç kitleyi stratejik bir planlama ile eğitilmelerini dikkate almamak tam bir facia olur.

Öyle ise gençlerimizin her bir ferdini ihmal etmeden çok iyi yetiştirelim ve milletimizin geleceğini güvence altına alalım.