SON DAKİKA
Hava Durumu

İnançta fark edilmeyen gizli şirk

Yazının Giriş Tarihi: 30.11.2025 16:31
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.11.2025 16:33

Riya ve Nefsin Tuzakları İslam inancının temel direği Tevhid'dir; yani Allah'ın (c.c.) birliği ve O'ndan başka hiçbir varlığın ibadete layık olmamasıdır. Bu temele en büyük tehdit, Allah'a ortak koşmak anlamına gelen şirk'tir. Ancak şirkin sadece putlara tapmak gibi açık bir biçimi yoktur. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) "Ümmetim için en çok korktuğum şey, küçük şirk'tir (şirk-i asğar)" buyurduğu gizli şirk, inançta fark edilmesi en zor olan manevi hastalıktır. Bu gizli şirk, çoğu zaman riya (gösteriş) ve nefsin hırsları şeklinde ortaya çıkar.

Gizli Şirk Nedir?

Gizli şirk, kişinin ibadetini veya iyi bir amelini yaparken, ihlâsı (samimiyeti) bozarak, Allah'ın rızası yerine başka bir amacı (insanların takdirini, övgüsünü veya dünyevi bir menfaati) hedeflemesidir. Peygamberimiz (s.a.v.) bu durumu, "Gizli şirk, kişinin namazını, insanların kendisine baktığını görerek güzelleştirmesidir" şeklinde açıklamıştır. Bu, bir eylemin dış görünüşte Allah için yapılıyor gibi görünse de, iç motivasyonun insanlara yönelik olmasıdır.

Riya: Gizli Şirkin En Tehlikeli Yüzü

Gizli şirkin en yaygın tezahürü riya'dır (gösteriş). Riya, kalbin, amellerin Allah tarafından kabul edilmesi yerine, insanlardan övgü ve saygı toplama arayışına girmesidir.

İbadetlerde Riya:

Kişi, yalnızken kısa tuttuğu namazı, cemaat içinde veya başkalarının yanında daha uzun, daha huşûlu ve daha gösterişli kılabilir. Sadakayı gizlice vermek yerine, herkesin görebileceği şekilde vermek istemesi bu kapsamdadır.

İlim ve Davette Riya:

Bir âlimin, bilgisini Allah'ın rızası için yaymak yerine, "ne kadar bilgili" denilmesi için kullanması, yahut bir davetçinin konuşmasını "ne kadar etkili" denilmesi motivasyonuyla yapmasıdır. Gündelik Hayatta Riya: Kişinin dindarlığını veya ahlakını ispatlamak için, çevresindekilere sürekli olarak manevi çabalarını veya fedakârlıklarını anlatma ihtiyacı duymasıdır. Riyanın tehlikesi, bir amelin tüm sevabını yok etmesi ve kişiyi samimiyetsizlik girdabına sokmasıdır. Nefsin Tuzakları ve Kendi Kendini Kandırma Gizli şirk, aynı zamanda nefsin ince tuzaklarıyla da beslenir. İnsan nefsi, övgüye ve takdire düşkündür. Bu yüzden, kişi çoğu zaman riya yaptığının farkına bile varamaz.

1. "İyiliğe Teşvik" Bahaneleri: Kişi, "Ben bunu gösteriş için değil, insanları iyiliğe teşvik etmek için yapıyorum" diyerek kendini ikna edebilir. Oysa gerçek teşvik, ihlâs ile yapılan amelin kendisinden yayılır, nefsani bir gösteriden değil.

2. Övülmekten Hoşlanma: Yapılan bir iyilikten sonra övülmekten aşırı bir haz duymak ve bu hazzı yeniden yaşamak için bir sonraki ameli yapma isteği, gizli şirkin bir işaretidir. İhlâs sahibi kişi, övüldüğünde sevinç yerine, amelinin kabul olup olmadığına dair derin bir endişe duyar.

Gizli Şirkten Korunma Yolları

Gizli şirk, kalbin bir meselesi olduğu için korunma yolları da manevi ve içseldir. Sürekli Öz Eleştiri (Muhasebe): Kişi her amelden önce ve sonra niyetini sorgulamalıdır: "Ben bunu gerçekten sadece Allah rızası için mi yapıyorum?" İbadetleri Gizlemek: Farz ibadetler dışında kalan nafile ibadetleri (nafile namaz, nafile oruç, sadaka) mümkün olduğunca gizli tutmak, ihlâsı güçlendirmenin en etkili yollarındandır. Bir elin verdiğini diğer elin bilmemesi prensibi, riyanın önüne geçer.

Sürekli Dua ve Sığınma:

Peygamberimiz (s.a.v.) "Allah'ım, bilerek şirk koşmaktan sana sığınırım. Bilmeyerek yaptıklarım için de senden mağfiret dilerim" diye dua etmeyi öğretmiştir. Bu, gizli şirkin sinsi doğasına karşı sürekli bir manevi alarm durumunda olmayı sağlar.

Övgüye Aldırış Etmemek:

İnsanların takdirinin gelip geçici olduğunu, asıl takdirin ve mükâfatın sadece Allah katında olduğunu kalbe yerleştirmek. Sonuç Gizli şirk, ibadetlerimizi boşaltan ve manevi hayatımızı kemiren görünmez bir zehirdir. Tevhid inancının sağlam bir şekilde kalbe yerleşmesi, ancak amellerimizin ihlâs ile arındırılmasıyla mümkündür. Her mümin, amellerini bir ayna gibi tutup, o aynada kendi niyetinin gölgesini görme çabası içinde olmalıdır. Nihayetinde tüm çabamız, "Hayatım ve ölümüm, namazım ve ibadetlerim, Âlemlerin Rabbi olan Allah içindir" (En'am Suresi, 162. Ayet) şuuruna erişebilmektir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Yükleniyor..
    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.