SON DAKİKA
Hava Durumu

Kur’an’da müstekbir ve mustazaaf neye tekabül eder?

Yazının Giriş Tarihi: 09.12.2025 15:39
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.12.2025 15:40

Kur'an'da geçen müstekbir ve mustazaaf kavramları, yalnızca sosyal veya ekonomik statüyü değil, aynı zamanda iman ve küfür mücadelesi bağlamında, tarih boyunca süregelen ahlaki ve siyasi kutuplaşmayı temsil eden iki zıt ucu ifade eder.

Müstekbir (المستكبر):

Büyüklük Taslayan, Zorba Güç Müstekbir, istikbâr (büyüklük taslama) kökünden türemiş bir ism-i fail olup, kendini üstün, güçlü ve mutlak hak sahibi gören, bu nedenle hakkı ve adaleti reddeden kimse veya zümreye tekabül eder. Müstekbirin tanımı üç temel boyutta şekillenir:

İnanç Boyutu: Hakkı Reddetme Tanım: Kendini o kadar büyük ve yeterli görür ki, Allah'a kulluğu, O'nun gönderdiği ayetleri ve peygamberlerin davetini gururuna yediremez. İlk Örnek: Kur'an'da ilk müstekbir olarak anılan, Hz. Âdem'e secde etmeyi kibirle reddeden İblis'tir (Bakara 2:34). Bu, müstekbirliğin temelinin ilahi emre itaatsizlik ve kibir olduğunu gösterir. Nitelik: Müstekbir, gelen gerçeği işitse bile, büyüklük taslayarak (istikbâr ederek) sanki hiç işitmemiş gibi küfründe direnir (Câsiye 45:7-8).

Siyasal ve Sosyal Boyut:

Zulüm ve Zorbalık Tanım: Yeryüzünde haksız yere üstünlük taslayan, insanları küçük gören, onları ezen ve zorbalıkla egemenlik kuran kesimdir.

Tipoloji:

Kur'an, müstekbirin sembol tiplerini; Firavun (yeryüzünde üstünlük taslayan zorba), Karun (malı ve zenginliği ile böbürlenen) ve Hâmân (siyasal gücü elinde tutan erkân) gibi tarihsel figürlerle somutlaştırır (Yûnus 10:75; Kasas 28:4).

Rolü:

Müstekbirler, kendi iktidar ve sömürü düzenlerini korumak için, halkın peygamberlerin davetini kabul etmesini engellemek üzere iftira, baskı ve zulüm uygularlar. Kendi otoritelerine karşı çıkan her türlü adil çabayı yok etmeye çalışırlar.

Mustazaaf (المستضعف):

Zayıf Bırakılan, Ezilen Kitle Mustazaaf, za'f (zayıflık) kökünden türemiş bir ism-i mef'ûl olup, güçlüler (müstekbirler) tarafından zayıf düşürülmüş, ezilmiş, hor görülmüş ve hakları ellerinden alınmış kişi veya topluluklara tekabül eder.

Zayıf Bırakılma Durumu Tanım:

Mustazaaf, doğuştan zayıf olan değil, toplumsal, ekonomik ve siyasi baskı ile zayıf ve güçsüz bırakılmış olandır. Kelime, edilgen bir durumu ifade eder. Örnekler: Kur'an'da mustazaflar, genellikle: Zalim toplumlar içinde kalan ve hicret imkanı bulamayan müminler (Nisâ 4:75). Zulme uğrayan ve hakları gasp edilen halk kitleleri (Firavun'un baskı altındaki İsrailoğulları gibi). Çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar (Nisâ 4:98).

Kaderleri:

Mustazaflar, müstekbirler tarafından saptırılır, sömürülür ve üzerlerinde egemenlik kurulur. Ahirette ise müstekbirlerle karşılıklı suçlamaları, onların bu edilgen taklitçiliklerini ortaya koyar (Sebe 34:31-33). Mustazafların Sınıflandırılması ve Vaadi Kur'an, mustazafları, durumlarına göre farklı şekillerde değerlendirir:

Mazur Görülenler:

Gerçekten aciz kalan, çaresiz olan ve hicret etmeye yol bulamayan (kadınlar, çocuklar ve güçsüz erkekler) gruptur. Bunların affedilmesi umulur (Nisâ 4:98). İman Eden Mustazaflar:

Zayıf düşürülmelerine rağmen imanlarından vazgeçmeyen ve direniş gösteren kesimdir.

Allah, bu mustazaflara yeryüzünde iktidarı (imamet) ve mirası vaat eder: "Biz ise yeryüzünde zayıf düşürülenlere (mustazaflara) lütufta bulunmak, onları önderler (imamlar) yapmak ve yeryüzüne vâris kılmak istiyorduk." (Kasas Sûresi, 28:5)

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Yükleniyor..
    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.