Bazen şöyle düşünmüyor değilim. Coğrafyamızda olup biten sosyal, ekonomik, kültürel ve dini hareketlenmeler o kadar zihnimizi yoruyor ki, insanı canından bezdiriyor. Olaylar içerik olarak aynı, senaryoyu yapan kurgulayan aynı, aktörler ve figüranlar da aynı, hatta öldürülenler, öldürülecek olanlar aynı coğrafyanın insanları. Peki, akıl ve irade ile mücehhez kılınan bu coğrafyanın ve diğer mazlum milletlerin, bu ifsat edici, yok edici, provoke edici senaristlere söyleyecek sözleri yok mudur ki, hep onların kurguladıkları planlarına meze oluyorlar?
Bu coğrafyanın insanlarının mazide sahip oldukları muhteşem bir medeniyetleri yok muydu? Yoksa sahip oldukları o göz kamaştırıcı İslam medeniyetinin iddialarının sahiciliği hususunda bir kuşkuları mı vardır? Yoksa eğer böyle bir kuşkuları, öyle ise nedir bu atalet, miskinlik, bedbinlik ve de vurdumduymazlık? Yoksa bir mehdi i muntazır mı bekliyorlar? Hayat iksirleri olan evrensel kitabımız bize kâfi gelmiyor mu?
Kurulan hain tuzak ve planları bozmak istiyorsak Kurani bir ahlak ve tevhidi bir duruşla kuşanmak zorundayız vesselam.