Bugün Ramazan Bayramı.
Bugün Polis teşkilatımızın 179. Kuruluş Yıl dönümü.
Onlar…
Bizlerin huzur, can, mal ve güvenliğini sağlayan her koşulda özveriyle görevinin başında olan, gece gündüz demeden fedakarca, cansiperane görev yapanlardır.
Onlar vatan hainleri ile göğüs göğüse çarpışanlardır.
Onlar vatanları için canlarını seve seve verenlerdir.
Açık ve net…
Polislerimizin 179. Kuruluş yıl dönümünü ve Ramazan bayramlarını kutlamak her Türk İnsanının görevidir.
37 yıllık meslek yaşamımda polis arkadaşlarla çok görev yaptım.
Trafik kazası, baskın, denetleme, intihar, eşler; baba- evlat arasındaki tartışmalar, hırsız kovalama, uyuşturucu satanlara nefes aldırmama, yakalama ve sokak ortasında kavga eden gençleri ayırma; onları barıştırma.
Hepsinde sevgiyle, hoşgörüyle yaklaştılar şikayet edilene.
Karakol denir ya…
Nedir karakol?
Karakol kelimesinin kökeni gözcü, nöbetçi, öncü gibi anlamlara gelen karavul ve bundan türetilmiş karavulhane sözcüklerine dayanır. Karavul kelimesi Türkçeye Moğolca karagul sözcüğünden girmiştir.
Keşke ismi beyaz kol olsa deriz.
Oysa ne güzel açıklanmış karakol’ un ismi gözcü, nöbetçi, öncü.
Gözcü, nöbetçi, öncü’ ye ekleyelim.
Onlar bizim; can, mal güvenliğimizdir.
Bazen kızarlar polislere…
“Yakaladılar, ancak salıverildi suçlular.” Derler.
Oysa onlar kimseyi salmaz; yakalar; ifadesini alır ve adliyeye sevk eder.
Son kararı adli makamlar verir.
O canımız polislerimiz değil.
Polislerimiz her suçlunun karşısında dim dik ayakta durur.
Mümkün olduğunca kuvvet kullanmaz.
Çok zorda kalmadıkça belindeki silaha sarılmaz.
Kuvvet kullanır, ya da silahına davranırsa bilin ki; mutlaka bir canlıyı korumak ve kollamak için o hareketi yapmak zorunda kalmıştır.
Yoksa o güzel insanlara öğretilen nettir.
“Kesinlikle kaba olmayın; karşınızdaki kişiyi anneniz, babanız, kardeşiniz olarak görün.”
Harbiden böyledir polislerimiz.
Birkaç ay önce ziyaret etmiştim İl Emniyet Müdürü Dr. Sabit Akın Zaimoğlu'nu.
Şu sözleri dikkatimi çekmişti.
“Bizim işimiz insanların güvenliğini sağlamak. Şunu her zaman bileceğiz. Güvenlik; açlıktan, giyimden, uykusuzluktan daha önce gelir. Bizler halkımızın güvenliğini sağlamak ve korumak zorundayız. Bir kişinin mutluluğu, sevinci bir ömre bedeldir. Suçun işlenmesini önlemek için çalışmalıyız. Görev yaptığım her yerde bunu gösterdim; Bursa’da da bunu yapacağım. Benim olduğum yerde suçlu olmamalı. Bursa’da benim olduğumu bilecekler ve buraya gelemeyecekler, adım atamayacak suçlu ya da suç işleyecek kişi. Bir eve hırsız girmesi; insanlar arasında travma yaratır. Kentimizde, ilçelerimizde çeteleşmeye, silah kaçakçılığına, uyuşturucuya, hırsızlığa geçit vermeyeceğiz. Bursa ve ilçelerinde vatandaşlarımızın huzurlu ve mutlu yaşamaları için mesai arkadaşlarımızla gecemizi gündüzümüze katarak çalışmaya devam edeceğiz.”
İşte bu kadar.
İyi ki varsınız arkadaşlar, kardeşler.
Sizlerin sayesinde huzurla yatıyor ve yaşıyoruz.
Bugün sizler için çifte bayram…
Kutlu olsun bayramlarınız.