SON DAKİKA
Hava Durumu

Bunu da atlattık…

Yazının Giriş Tarihi: 26.02.2025 12:28
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.02.2025 15:01

Yıllarca Ülkücüleri düşman olarak gördüm.

1970’leri- 80’leri bire bir yaşadığım ve çevremdekilerin etkisinde kalmamdan ötürü vatanını sevenleri başka gözle gördüm.

Hepimiz öyleydik.

Ülkücüler, devrimcileri, devrimciler de, ülkücüleri düşman gördü.

Çok zor günler yaşandı 70’li yıllarda ve 1980 ihtilali sonrasında.

Çok bedeller ödendi.

21 yıl önce Bursa’ya geldim ve burada Tevfik Topçu ile tanıştım.

Hiçbir zaman endişe eden göz ve hareketlerde bulunmadı.

1970 ve 80’lerde acı çeken, bedel ödeyen, idamla yargılanan Bursa ve İstanbul’ daki Ülkücü Camianın önde gelenleri ile tanıştırdı.

Daha da ileri gitti MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’la oturduk.

Bu zamana kadar ne İsmet Bey’e ne de MHP ve Ülkücü camiaya en küçük kötü söz duymadım ağzından.

İsmet Bey’e yüzüne de toplumda da “İsmet Abi” diyen insandır Tevfik Topçu.

Davasına her zaman bağlı olan ender insanlardan biridir.

İlk zamanlarda Ülkücü Hareketin bazı isimleri beni endişe ile karşılarken, Tevfik Abi, hiçbir zaman o camiadan ayırmadı beni.

Bazı zamanlarda bakışlardan rahatsız oldum…

“Tevfik abi, kalkayım, siz rahat oturun” dememe ve ayağa kalkmama karşın, kolumdan tutup; “ Ben sana güvenmesem, yanımda olmazsın. Otur oturduğun yerde, biz neredeysek, ne konuşuyorsak sen de bize eşlik edersin abicim.”

Tevfik Ağabeyimin sayesinde Ülkücü Camianın da ne kadar vatansever olduğunu öğrendim.

Amerika ve bazı Türk düşmanları ajanlarının ülkemizi karıştırma çabaları ve vatanlarını seven, her türlü emperyalizme karşı olan gençleri birbirlerine kırdırmaları ve o zaman yaşananlar.

Bire bir yaşayan ve acı çeken, ağır bedel ödeyen vatanseverlerin ağzından duyuyordum yaşananları.

Ne zaman, nereye gitse arayıp,” hazırlan kardeşim 1 saat sonra bir yere gideceğiz.”

Gider, oturur, anlatırız.

Şinasi Gül’ün cezaevlerinde yaşadıkları, Hacı Özay abinin şakaları ve hiç anlamadan geçen 3-4 saatler.

Bu arada bu sürede birlikte olduğumuz iki değerli insanı kaybetmenin acısını yaşadık.

Rahmetli Osman Gümüş ve Rahmetli Nail Şahar’ı.

Onları da rahmetle analım.

Yaşlarımız geçiyordu, yıllarca yaşanmış acılar, ödenen bedeller vücutlarımızda tehlike alarmı vermeye başlamıştı.

Önce ben, ardından Şinasi Gül ve son birkaç aydır da Tevfik Ağabeyimiz.

Yıkılır mıydı Koca Reis?

Yok, canım bunu da atlatır dediğimden birkaç gün sonra halini sormak için aradığımda her zamanki gibi…

“İyiyim kardeşim” Arkadan yengemin sesi…

“Hastanedeyiz Kayhan”

Tevfik Ağabeyime baskı yaptıktan sonra ağzından alabildim.

“Neredesiniz Abi?”

“Gelmeye kalkma! Doruk Hastanesindeyiz, çok ilgileniyorlar, hastaneler çok kalabalık, gelme.”

Doruk Hastanesi deyince aklıma hastanenin ortaklarından sevdiğim kardeşim Dr. Mustafa Esgin’ i aradım.

Bursa dışındaymış, “Kayhan Abi haberim yoktu, şimdi doktoruyla görüşür bilgi alır, sana dönerim.”

Sağ olsun aradı ve durumunun iyi ancak tedavisinin devam edeceğini belirtti.

Yüreğim biraz rahatlasa da, hastanedeydi sonuçta.

İçimde korku vardı.

Birkaç gün sonra Mustafa Esgin kardeşim aradı…

“Kayhan Abi, Tevfik Abiyi yoğun bakıma aldık, nefes sıkıntısı var, gereken yapılıyor, biraz tehlikeli durum. İnşallah atlatacak abi”

Ellerim, ayağım kilitlenmiş, ağlamaya başlamıştım.

Eşim…

“Kayhan bir şey olmaz. Tevfik Abi bunu da atlatır” dese de kalbim daralmaya, ellerim titremeye başlamıştı.

Tevfik Abime güven, endişe ve korkuya dönüşmüştü.

Ne yapacaktık?

Tevfik Abimin en yakın kardeşlerinden biri Yusuf İzzettin Şimşek’le ve Tevfik Abinin oğlu Türker Topçu ile sık görüşüyor, birbirimizle bilgi paylaşıyor, dua ediyorduk.

Bu arada, hakkını helal etsin Dr. Mustafa Esgin’i çok sık arıyor ve bilgi alıyordum.

Yusuf İzzetin Şimşek’le hastaneye, Dr. Mustafa Esgin’le bire bir görüşmeye gidelim dedik.

Sağ olsun odasında ağırladı bizleri aramıza Türker Topçu, Prof. Dr. Ufuk Aydın, Şevket Yılmaz Hastanesi Radyoloji Bölüm Şefi Abdülkadir Ayran’da katıldı.

20 dakika kadar oturduk, bilgi aldık ve çıktık.

Tabi Ufuk Hoca yanına Doruk Hastanesi’nde görevli doktor aldı ve Tevfik Abi’yi gördü.

Geldi ve “merak etmeyin iyiye gidiyor.”

Aradan birkaç gün geçtikten sonra Dr. Mustafa Esgin aradı…

“Kayhan Abi gözün aydın. Tevfik Abi’yi yoğun bakımdan çıkarıp odaya alıyoruz. Birkaç gün serviste tutup, durumuna bakılacak.”

Bu sefer bağırmışım evde…

Hanım mutfaktan seslendi…

“Ne oluyor?”

“Hatun; Tevfik abi bu sefer de yırttı. Dediğin gibi güçlü çıktı. Servise alıyorlar. Oh be.”

Ve…

Dün çıktı hastaneden.

Başta Doruk Hastaneleri ortaklarından can kardeş Dr. Mustafa Esgin olmak üzere Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Abdullah Şimşek, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. İrfan Atasoy ve Tevfik abimize ilgilerini esirgemeyen hemşire ve personele sonsuz teşekkürler.

Önce Yüce Allah sonra sizlerin emeklerinizle Tevfik Ağabeyimiz bizlerle.

Bir kez daha teşekkürler.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Yükleniyor..
    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.