Emeklinin, işçinin, memurun, küçük esnafın canavarı nedir diye sorduğumuzda hepimizin yanıtı tek olur.
Enflasyon.
Bakın ne diyor Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Uludağ Şube Başkanı Kenan Pars…
“Üç aylık enflasyonla emeklinin alım gücü bin 266 TL düştü. Enflasyon oranıyla birlikte seyyanen zam yapılmalı. Gerçek enflasyon oranı yüzde 120 sınırını da aştı. Enflasyon farkı ile birlikte seyyanen zam talep ediyoruz. SGK ve Bağ-Kur emeklileri toplam enflasyona göre maaş zammı almaktadır. Üç aylık resmi enflasyon yüzde 7,50 oldu. Yapılacak bu zam; Ocak ayı maaşlarına yansıyacağı için ekim, kasım ve aralık için aylık enflasyon oranında birikimli olarak hesaplanacak. Enflasyonun özellikle emeklilerin üzerindeki baskısının her geçen gün daha da arttığı bir dönemde yüzde 10’u bile bulmayan bir zam oranını konuşmak gerçekten acı verici. En düşük emekli aylığı, üç aylık enflasyonla yüzde 7,50 oranında eriyerek 15 bin 615 liraya geriledi. Emeklinin sadece son üç aydaki alım gücü kaybı bin 266 liraya karşılık geldi. Bu rakamlar, sadece TÜİK’in açıkladığı verilere göre. Ancak bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu ENAG’a göre 12 aylık enflasyon, yüzde 63,23 oranında. Emeklilere göreyse gerçek yıllık enflasyon oranı, yüzde 120’nin üzerinde. TÜİK’in enflasyon sepetindeki pinpon topu, buji gibi şeyler bizi ilgilendirmiyor. Emeklinin hissettiği yüzde 120’yi aşan enflasyonu, çarşı-pazara göre söylüyoruz. Bu tablo, nasıl görmezden gelinir? Enflasyon, emekliyi perişan ediyor.”

Ve açlık, yoksulluk diyor Kenan Bey…
“TÜRK-İŞ'in açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasının Eylül 2025 sonuçlarına dikkati çekmek isterim. Dört kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden ‘açlık sınırı’ 27 bin 970 lira oldu. Gıda, giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen ‘yoksulluk sınırı’ 91 bin 109 lira. Yoksulluk sınırı, Dört asgari ücreti geçmiş durumda. Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 36 bin 305 lira oldu. Bir kişinin yaşama maliyeti ile asgari ücret arasındaki fark, 14 bin 201 liraya ulaştı. Bu farkı, en düşük emekli maaşına göre hesaplarsak 19 bin 424 lira gibi bir rakam karşımıza çıkıyor. Yani emekli bir bekârın, çift emekli maaşı olmalı ki yaşayabilsin! Vatandaşımızın insani koşullarda yaşaması, asgari geçimini sağlayabilmesi için yapabileceği pek bir şey yok. Tüm emeklilere enflasyon oranı ile birlikte seyyanen bir refah payı talep ediyoruz. Hükumet, en düşük emekli maaşını asgari ücret seviyesine getirerek insanımızın daha fazla çile çekmesinin önüne geçmelidir.”
Yapılır mı?
TÜİK’ mi?
31 Mart yerel seçim önü AK Parti belediye başkan adayları ve milletvekilleri ile görüştüğümüzde emeklinin sıkıntılı olduğunu ve mutlaka maaşlarının iyileştirilmesi gerektiğini ve ondan sonra seçime gidilmesi gerektiğini belirtiyorlardı.
Ekliyordu AK Partililer…
“Gittiğimiz her yerde emekliler durumlarını anlatıyor ve zam beklentilerini dile getiriyorlardı. Türkiye’de nereden baksak 31 Mart seçimleri öncesi 12 milyon emekli vardı. Bu kişilerin bir çoğu ne yazık ki oy vermedi.”
Bir yerde susuyordu AK Partililer.
Konuşamazlardı, bilmelerine rağmen bir hareket yapamıyorlardı.
Ve şimdi yine acı gerçekler bir kez daha ortaya sunuluyor.
Net fotoğrafı hepimizin önüne koymuş Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Uludağ Şube Başkanı Kenan Pars…
Emekli aç, emekli sıkıntıda.
Ve bir soru…
Emekli bu durumda AK Parti’ye oy verir mi?
Yanıt sizlerin.