Yıllardır yazar, anlatır, konuşur, söyleriz.

Dikkate alınmaz, umursanmaz.

Ne zamana dek?

Başımıza bir iş geldiğinde, ölümler, yıkılmalar, yanmalar, yaralanmalar olduktan sonra ne denir?

Keşke dikkate alsaydık, şunu yapsaydık, bunu etseydik.

Oysa yaşamımızda keşkelere, ahlara, vahlara yer yok.

Bahane üretmeye hiç zamanımız yok.

Deprem.

Bakın nasıl gerçekleri anlattı, yüzlere vurdu TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldız.

“Arap levhasının milyonlarca yıldır kuzeye doğru hareket ederek Anadolu levhasını sıkıştırması sonucunda meydana gelen bu depremlerin oluşacağı gerek odamızın gerekse diğer ilgili bilim insanları ve kurumların uyarıları ile çok önceden ortaya konulmuş olmasına rağmen merkezi ve yerel idareler bu uyarıları dikkate almamış, bu umursamazlıkla şehirler büyümüş, nüfus artmış ve sonuçta doğal bir jeolojik olay olan deprem büyük bir afete dönüşmüştür. Odamız, 2000 yılı ve sonrasında konunun önemini gündeme getirmek amacıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde farklı kentlerde, konferanslar, sempozyumlar ve çalıştaylar düzenlemiştir. 24 Ocak 2020 Elazığ depreminden sonra “Fay Üzerine Oturan Kent Raporları” hazırlanarak Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere TBMM Başkanı, TBMM’de grubu bulunan tüm siyasi partilerin genel başkanları, ilgili bakanlar, milletvekilleri, valilikler ile belediye başkanlıklarına göndermiş, olası risklere dikkat çekilerek depreme ilişkin önlemlerin alınması acilen istenmiştir.

Başkan Yıldız tek tek ne yaptıklarını nerelere ilettiklerini anlattı.

Kahramanmaraş- Hatay ve o bölgelerde deprem beklendiğini önlemlerin alınması gerektiğini 2023 6 Şubat depreminden önce anlattıklarını belgeleriyle açıkladı ve devam etti acı gerçekleri yüzümüze vurmayı…

“Odamızın hazırladığı raporlar, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerden önce yukarıda belirtilen yazılar ekinde dağıtımlı olarak ilgili tüm kişi ve kurumlara gönderilmesine rağmen gerekli tedbirler alınmamış, yine zaman’a bırakılmıştır. Sonuç olarak maalesef yapılması gerekenler yine zaman’a bırakılmış, odamızın uyarılarına rağmen gerekli önlemlerin alınmaması sonucunda 53 bin 537 insanımızın yaşamını yitirmesi ve 107 bini aşkın vatandaşımızın yaralanmasının önüne geçilememiştir. Sonuç olarak bir kez daha ifade ediyoruz ki; Doğa olaylarının afete dönüşmesi "kader" değildir ve toplumsal acıların tekrar tekrar yaşanmaması bizim elimizdedir.

Acı gerçekler bunlar.

Anlayan anlamıştır.

Dikkate alınır ve gereken yapılırsa acılar yaşanmaz.

Peki, alınır mı?

Ne alındı bu zamana dek?

Neremiz düzgün mü dediniz?

Başka sözüm yok değerli okuyucular.