Zaman zaman U.Ü yönetimini eleştirdiğimiz oldu.
İşimiz o.
Dikensiz gül bahçesi olmadığını hepimiz biliriz.
Hele ki önemli görevlerde iseniz eleştirileceksiniz de.
Bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları da eleştirilir, üniversite rektörleri, dekanları ve profesörleri de, yurttaş ta.
Anlayanlar, görenler ve düşünenler için bu eleştiriler, hakaret değil, yol gösterici ve yapılan yanlışlardan dönülmesi içindir.
Şunu da eklemek gerek…
Eleştirinin olduğu yerde övgü de bulunmalıdır.
İşte bu yazımda da Uludağ Üniversitesinin ortaklaşa yaptığı güzel bir konuya değineceğim…
Okuyun dostlar…
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının önderliğinde; Türkiye İş Kurumu (İŞKUR), Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) ve Amphenol Türkiye Interconnect Solutions ortaklığıyla gerçekleitirildi.
Neydi o?
Nitelikli iş gücü yetiştirme programı.
Ve ilk dönemi törenle kapandı.
Çok önemli bir çalışma.
Düşüneni, düzenleyenleri ve yapanları kutlarım.
Törende konuştu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan…
“Bu programlar, üniversite-sanayi iş birliğini tetikler ve nitelikli iş gücü ihtiyacının karşılanmasına ciddi katkıda bulunur. Zira üniversitelerimiz, mühendislik ve uygulamalı bilimler alanlarında çok kaliteli öğrenciler yetiştiriyor. Bu programdan istifade eden gençlere, kariyerlerinde başarılar diliyorum. Kariyer başarısı aslında bir terfi değil, ortaya konulan işler ve kaliteli projelerdir. Bu katkılarınızın ileride devam etmesi aslında kariyerinizin de yükselmesi anlamına gelecektir. Son olarak, bu programın geliştirilmesine ve yönetilmesine katkı sağlayan İŞKUR merkez ve taşra teşkilatına, Orhangazi Yeniköy Asil Çelik Meslek Yüksekokulu yöneticilerine ve bütün emekçilerimize teşekkür ediyorum”
Çok güzel sözler.
Ne diyor Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan…
Bir daha okuyalım…
“Bu programlar, üniversite-sanayi iş birliğini tetikler ve nitelikli iş gücü ihtiyacının karşılanmasına ciddi katkıda bulunur. Zira üniversitelerimiz, mühendislik ve uygulamalı bilimler alanlarında çok kaliteli öğrenciler yetiştiriyor. Kariyer başarısı aslında bir terfi değil, ortaya konulan işler ve kaliteli projelerdir.”
Bizlerin en büyük gereksinim de bu.
Üniversitelerin yalnız eğitim kurumlarında değil; bulundukları illerde de halkla iş birliği içinde olmasıdır.
Kapalı kapılar altında her gün toplantılar yapmak iş değil; bulunduğunuz yerlerde bilgilerinizi dışa aktarmayı görev olarak ele almalısınız.
Çünkü yurttaşların sizin bilgilerinize gereksinimi var, sizlerin de onların hayat görüşlerine.
Söz Uludağ Üniversitesi Rektörü Profesör Ferudun Yılmaz’daydı…
“Üniversite-sanayi iş birliği bizler için en merkezi konudur. Türkiye’nin sermaye havuzuna büyük katkılar yapıyor ve nitelikli personel yetiştirme konusunda özel gayret içerisindeyiz. Bakanlığımızın geliştirdiği bu proje, bizim diğer alanlardaki üniversite-sanayi iş birliğimizin dinamizmini artıracak özel öneme sahip program. Bursa Uludağ Üniversitesi mezun istihdam oranının, yüzde 30 – yüzde 40 bandından aşağı düşmediğini görürüz. Bunun daha da dinamik bir biçimde devam edeceği iddiasını dile getirerek bakanımız başta olmak üzere bakanlığımıza, İŞKUR’a bütün yetkililerimize, üniversitedeki idareci hocalarımıza, müdürlerimize ve katkı veren herkese teşekkür ediyor, projenin hayırlı olmasını temenni ediyorum”
“Üniversite-sanayi iş birliği bizler için en merkezi konudur.” Diyor Sayın Yılmaz.
Doğru söze şu kelimeyi (yurttaş) eklese çok daha güzel olacak…
“Üniversite- sanayi- yurttaş ilişkileri ve iş birliği bizler için en merkezi konudur.”
Daha güzel olmaz mıydı Rektör Bey?
Korkmayın, küçük görmeyin yurttaşları…
Sizler de o yurttaşların içinden çıktınız beyninizin bir yerinde tutun bu bilgiyi.
Ve son söz Amphenol Türkiye Operasyon Direktörü Emre Kurtuluş’taydı…
“Böyle bir projenin içinde yer aldığımız için şirketim adına öncelikle Bakanlığımıza, Bursa İŞKUR’a ve Uludağ Üniversitesine teşekkür ederim. Bu organizasyon içerisinde yer alan 20 kişilik ilk kursiyer grubumuza teşekkür belgelerini paylaşıyoruz. Bundan sonraki süreçte de yeni kursiyer gruplarımızı aramıza dahil etmeye devam edeceğiz. 2024 yılı itibarıyla başlayan üretim süreçlerimiz ve buna bağlı olarak her geçen gün artan iş potansiyellerimiz doğrultusunda istihdamı artırmaya devam ediyoruz. Devam eden yıllarda da Amphenol Türkiye fabrikası olarak Türkiye pazarında partner olabileceğimiz birçok pazar fırsatı ile büyüme planlarımızı yapmaktayız. Bu büyüme planları doğrultusunda en kıymetli kaynağımızın insan olduğu bilinciyle, Bakanlığımızın ve üniversitemizin önderliğinde gerçekleşen bu kıymetli projelerin bir parçası olmaya her zaman hazır olduğumuzu belirtmek isterim”
Ne diyor Emre Bey?
En kıymetli kaynağımızın insan olduğu bilinciyle.
Final cümlesi bu.
İş insanı, profesör, bakan, başkan, milletvekili üst düzey bürokrat demiyor.
Bir daha yazalım mı?
En kıymetli kaynağımız insan olduğu bilinciyle.