Bir haber…
Merve Nur, Kadınlar Günü’nde öldürüldü. İddiaya göre, şüphelinin tabancasından çıkan kurşun, kafede oturan Merve Nur Yararlık’ın boynuna isabet etti. Olayda S.K. (21) da yaralandı. Ekiplerce yapılan kontrolde Merve Nur’un hayatını kaybettiği belirlendi. S.K.’nin hastanede alınan ifadesinde şüpheli B.A. ile arkadaş oldukları, gündüz telefonda tartıştıklarını ve akşam bulundukları kafeden fotoğraf paylaştıktan sonra, olayın gerçekleştiğini söyledi. Kaynak: DHA
Bir haber daha…
9 Mart’ta saat 21.30 sıralarında iki ay önce evlenen H. C. S ve S. D. S. çifti, öğle saatlerinde tartıştı. Akşam saatlerinde taraflar arasında yine tartışma çıktı. H.C. S. kendisine bıçakla saldırdığını öne sürdüğü eşine satırla vurdu. Komşuların ihbarı üzerine kontrolde kadının yaşamını yitirdiği belirlendi. H. C. S.’ın eşini öldürdüğü ardından da satırı, boğazının üzerine bıraktığı belirlendi. İncelemenin ardından kadının cansız bedeni, otopsi Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Kaynak: AA. DHA.
8 Mart 2025 tarihli yazım…
“Kadınlar…
Anamız, bacımız, eşimiz, can yoldaşlarımız.
Ne yazık ki Dünya Kadınlar Günü’nde günlerini acı içinde yaşıyor bacılarımız.
Bir yandan evde o kötü eş ve çocuklarına emek verirken, sokakta yürürken kendini insan zannedenler tarafından tacize uğrarlar.
Diğer yandan vardiya usulü fabrika da çeşitli sıkıntılarla evine ekmek götürmek için çabalar,
Emekçidir onlar.
Eşlerinin, çocuklarının emekçileridir.
Kendini bilmez bazı ahlaksız ve kişilikleri bozuk zibidiler tarafından ezilirler, dövülürler.
Birçok bacımız savunamaz kendini.
Düşünür de…
Gidemez bir hukuk bürosuna.
Avukata verecek parası yoktur.
Ne yapacağını bilemez, bilgi alamaz.”
Yazımdan bir bölümdü.
Savunmasızdırlar…
Öldürülürler.
Savunmasızdırlar…
Sokakta saçlarından tutarlar, yere yatırırlar, sürüklerler, ayaklarıyla vurur zibidiler.
Savunmasızdırlar…
İnsan diyemeyeceklerimiz tarafından her türlü hakarete uğrarlar.
Ve…
Bir gün anılırlar.
O günde güya kadınlar günüymüş!
Anlatırlar, konuşurlar, basının önünde gururlu bir şekilde!
“Kadınlarımız şöyledir, böyledir” derler.
Program biter şak şakçılarına sorar…
“Nasıl konuştum?”
O yalakalar hazırdır…
“Müthiştiniz efendim, daha ne olacak.”
Tabi o söz üzerine koltukları kabarır, yürüyüşü değişir.
İyi de vuruldu, dövüldü, öldürüldü sen konuşurken bacımız, kardeşimiz, ablamız.
O konuşanlar çözüm ürettiniz mi?
Sonuç var mı sonuç?
Öldürüldüler vekilim…
Bıçaklandılar belediye başkanım.
Siz konuşurken dövüldüler, yerlerde sürüklendiler, silahla taradılar, bıçakladılar.
Öldürüldüler vekilim…
Vuruldular belediye başkanları.