Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, bir yılın değerlendirmesini yaptı.
Sözünün başında önemli cümleler kurdu…
“Sandıktan milletimiz tarafından seçilmiş ama sonrasında etkisiz hale getirilmiş belediye başkanlarımızı ve cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’nu sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Yakın zamanda Bursa ve çevresinde yaşanan zirai don nedeniyle çiftçilerimizin zarar gördüğünü biliyoruz. Çiftçimizin yanındayız. Tarım Bakanlığı’nın bir an önce bu zararları karşılamasını talep ediyoruz.”
Sıra Bursaspor’daydı…
“Kentimizin gururu Bursaspor, şampiyonlukla birlikte yeniden ayağa kalkmıştır. Bu başarı, inancın, emeğin, Bursa’nın birlik ve beraberliğinin eseridir. Başta Yönetim Kurulu Başkanı Enes Çelik, yönetim kurulu üyeleri, oyuncularımız ve cefakâr taraftarlarımızı yürekten kutluyorum. Bu hepimizin ortak zaferidir. Hedefimiz Süper Lig olacaktır. Maddi manevi Bursaspor’un yanında olmaya devam edeceğiz. Bu kent ile ilgili hesap verilecekse bir buçuk yıl öncesine baksınlar. Bizim veremeyeceğimiz hiçbir hesabımız yok. Şeffaf adımlar attık. Nasıl bir belediye devraldık, ona bakalım. Bizim toplum balık hafızasına sahip. Bu coğrafyada unutma süresi 24 gün.”
Ne demek istedi Başkan Bozbey bu sözlerle?
24 gün çok süre mi acaba?
Yazarınız…
Bu toplumdan. Ve kolay kolay unutan biri değil.
Nasıl hafızalıyım o zaman?
Devam etti açıklamalarına başkan…
“Çekirge Teras’a 162 milyon lira para harcanmış. Ne yazılı bir protokol var ne bir metin… Sorduğumuzda ‘yapın dediler, yaptık’ cevabını aldık. Bu açıkça kamusal bir suçtur. Doğu bölgesinde vatandaşlara hizmet adı altında yapılan Değirmenönü gasilhanesine 6 milyon lira harcanmış ama şu anda Orman Bölge Müdürlüğü’nün ofisi olarak kullanılıyor.”
“Üniversite-Görükle metro hattı ortada yok, Doğancı Tüneli’nde de hâlâ bir gelişme yok. Ali Osman Sönmez Hastanesi’nin temeli 2016’da atıldı ama hâlâ tamamlanamadı. Bana suç duyurusunda bulunanlar bunlara neden sessiz kalıyor?”
Haydi bakalım Davut Gürkan Başkan ne dersin bu soruya.
Mutlaka yanıtını verir.
Spor salonu dedi…
“3 bin 500 kişilik olarak hazırladıkları Atatürk Spor Salonu’nun kapasitesini 5 bin 16 kişiye çıkararak temelini 19 Mayıs’ta atacağız”
Önemli bir iki konuya daha değinelim ve yazımızı özetleyelim…
“Belediyenin borcunu yüzde 15, iştiraklerin borcunu ise yüzde 19 oranında azaltıldı. BUSKİ’nin döviz cinsinden alınan krediler nedeniyle borcu yüzde 55 arttı. Göreve gelir gelmez doğru teşhis için bir röntgen çektik, hasar tespiti yaptık. Tahmin ettiğimizden daha vahim bir tabloyla karşılaştık. 6 ayda durumu kontrol ederiz diye düşünüyorduk ancak bir yılda yüzde 90’ını çözebildik. Komaya girmiş belediyeyi elektroşokla hayata döndürdük. Biz bahane üretmiyor, iş üretiyoruz. Bursa’mız, bizlerle birlikte nefes aldı. Bunu birlikte başardık.”
Bursa’nın bir yılı dedi başkan ve yapılmayanları, düşüncelerini, planlarını, yapacaklarını ve geleceği anlattı.
Bir yılda daha kontrol altında değil.
Zor kenttir Bursa.
Ayırmadan, ayrıştırmadan, doğru adımlarla, kimseyi üzmeden çalışılmalı ve koşarak yola devam edilmeli.
O senin adamın, bu benim adamım diyenler her zaman kaybetmiştir.
İş ehline verilirse güzel ve doğru olur.
Kıskanmadan işini doğru yapanların yanında olunursa işler önem ve değer kazanır.
Bu da yapılan çalışmalarda ortaya çıkar.
Yoksa 5 yaşındaki çocukta kendini över ve şöyle der…
“Ben güçlüyüm, her şeyi bilir yaparım.”
Oysa gerçekler acıdır, farklıdır.
Ve şu unutulmamalıdır…
Dost her zaman gerçeği söyler.
Başkan sen hizmetini doğru insanlarla doğru yap bizlerde senin yanında olalım.
Bu arada başlığımızı sizin sözünüzle attık.
Başkan siz de seçildiniz.
Ne güzel.
Siz de etkisiz hale getirilir misiniz?
Yok arkadaş ya…
Olmaz öyle bir durum.
Amman Başkan…
Siz yine de…
Ağzınızdan çıkan her kelimeyi beyninizin süzgecinden geçirerek konuşun.