Bir konuştu mu bırakın Bursa’yı Türkiye ayağa kalkıyor.
Kim bu kişi?
Bursaspor Başkanı Enes Çelik.
Bir göreve geldi, önce Bursa, ardından Türkiye, sonrasında Avrupa’da ses getirdi.
“Ne akla hizmet bu kadar borcun altına girdi? Kulübü daha çok borca sokar.”
Dendi!
Yapmadı.
Dürüstlükten, doğruluktan bir adım sapmadı.
Mesai arkadaşları ile birlikte göreve geldiği günden itibaren gece- gündüz demeden çalıştı.
“Önce 2., ardından 1. Ve Süper Lig” dedi.
Durmadı…
“Söz veriyorum Bursaspor’u Süper Ligde de şampiyon yapacak ve borçsuz Bursaspor’u oluşturacağız.”
Tutuyor mu sözlerini?
Hem de Bursaspor taraftarlarının onur duyacağı şekilde.
Haydi, birlikte okuyalım.
Bakın ne diyor Başkan Enes Çelik…
"Yönetime geldiğimiz de 1.8 milyar TL'lik borçla karşılaştık ve bunun 900 milyon lirasını ödedik. Kalan rakamın büyük bölümü eski yöneticilerden oluşuyor. Göreve geldiğimizde borç 1.5 milyar TL idi. Ancak transfer tahtasını, futbolcuların cezai şartları ve bankaların da faizlerini görünce geldiğimiz noktada 1.8 milyar TL'lik bir borçla karşılaştık. Biz 480 milyonluk transfer tahtasını 400-420 milyonluk bandını ödedik, 89 milyon liralık Ziraat Bankası borcunu, geçmiş personel ve futbolcu alacaklarının da yaklaşık 100 milyonluk kısmını kapattık. Mayıs ayında Mali Genel Kurul var orada tam rakamları da söyleyeceğiz. 130 milyon TL'lik vergi borcunun da 100 milyonluk bölümünü kapattık. 60 milyon civarında SGK borcumuz duruyor. Yani biz şu anda bunları yaparken, mevcut dönemin futbolcularının da paralarını ödüyoruz. 17 tane transfer yaptık. Ödemelerini hiç aksatmadık. Paraları günü gününe ödeyen Türkiye'deki belki de 5 takımdan biriyiz. 1.8 milyar TL'nin 900 milyonunu kapattık. 900-950 milyon arası bir rakam kaldı. Bunun da 600 milyona yakın kısmı yönetici alacaklarından oluşuyor. O miktarın yöneticiler tarafından kesinlikle silinmesi gerekiyor. Neden silinmesi gerekiyor? 130 milyonluk vergi borcundan bahsediyoruz. Hep bunlar geçmiş dönem yöneticilerinin getirdiği bize vergi borçları. 65 milyon SGK borcundan bahsediyoruz bunlar da hep geçmiş yönetimlerden geliyor. Ben kendi dönemimde 30 milyona yakın vergi ödemişim. Ölü taklidi yapmaya gerek yok. Bir tek Denizbank'a borcumuz kaldı, 70-80 milyon arasında. Onun da yarısını ödedik kalan kısmıyla ilgili görüşüyoruz. Onu da kapatınca bankalara borcumuz kalmıyor. Ama şu noktada çok netim, kalan yönetici alacaklarının hem vergi hem SGK noktasında yarattığı külfet ortada. Geçmişten gelen 480 milyon TL'lik transfer tahtası enkazını da onlar bıraktı. 4-5 gün önce Sayın Ali Ay'la bir araya geldik. Yaklaşımı olumlu. Ama Ali Ay dışında da yöneticiler var. Kimin hangi dönem hangi sportif başarısızlığı yaptığı ve hangi borçları bıraktığı ortada. O noktada da eğer diğerlerinden de iyi niyetli yaklaşım gelmezse biz de elimizden ne geliyorsa yaparız. Bize diyorlar şunu yaptık bunu yaptık. Ben de diyorum ki ortada bir kuyumcu dükkanı var, bu dükkanı soydurmuşsunuz. Dükkan da bir tane altın kalmamış, siz diyorsunuz ki benim bu kadar alacağım var. Kuyumcu dükkanı da birinci sınıfken, üçüncü sınıf haline getiriyorsunuz. Bunlardan bazıları da temlik olarak federasyonda. Biz bankalardaki temlikleri kaldırıyoruz, bir bakıyorum orada bir yöneticinin ismi var. Bu yöneticileri de açıklarız. Bakın açık söyleyeyim bunları rezil ederiz. Bu kadar sert tonda hiç konuşmadım. Hukuki anlamda da uğraşırız. Zoruma gidiyor. Biz bu kadar bankaları, onların vergi borçlarını temizlerken, federasyonda onun ismini görmek beni inanının çok sinirlendiriyor. Çok ayıp bir şey. Bunlarla yüz yüze görüşeceğiz. Bir tane isim kullanmıyorum. Ama bu noktada sıra oraya geldi. Herkes üzerine düşeni yapmak zorunda. Belediye başkanı ile görüştüm. 'Ben kendi dönemimde bu kadar para verdim' dedi. 'Şu başkan zamanında verdim. Nerede o paralar' dedi. 'Bunları kendine borç olarak yazdırmış. Ben şahit olurum mahkemede' dedi. Bunları da açıklayacağım. Dönemin belediye başkanı, BTSO başkanı bu paraları o dönemki başkana veriyor, o başkan da bu paraları kendine yazdırıyor. Bu çok büyük ahlaksızlık. Ve bunu talep ediyorsun 'Bursaspor'dan alacağım var' diye. Ben iyi niyetimi kaybetmek istemiyorum. Eğer biz de iyi niyet görmezsek bundan sonraki yaşamımı bu işe vakfedicem. Çünkü çok büyük terbiyesizlik." Kaynak: Barış Yalım (Bursa Hakimiyet)
Bu açıklamanın haber sitelerinde yayınlanmasının ardından telefonum susmadı…
Bursaspor sevenleri aynı soruyu ve ismi söylüyordu…
“Kayhan Abi, başkanın belirttiği isim şu mu?
Bilmiyordum ve merak etmiyor da değildim.
Açıkçası…
Başkan ateş etmemiş, resmen makinalı ile taramış.
Barış kardeşimin bu haberini okudum, ardından Bursa Büyükşehir Belediye geçmiş dönem Başkanı Alinur Aktaş’ı aradım.
İşte konuşmamız…
“Başkanım; Bursaspor Başkanı Enes Çelik’in açıklamalarını okudunuz mu?”
“Okumadım Kayhan Abi, nedir?”
Kısaca anlattım.
“Abi Erkan Kamat ve Mesut Mestan’ın başkan oldukları zaman destek yaptım. Ne de olsa Bursaspor abi. Yapmam gerekti, verdik.”
Ne kadar verdiğini sordum…
Söyledi, dilim bir karış çıktı, beynim döndü.
O rakamları açıklamam doğru değil. Yalnız şunu belirteyim müthiş rakamlar.
Ardından Bursaspor Başkanı Enes Çelik’i aradım, anlattım ve Bursaspor için ne gerekiyorsa yapmasını istedim.
Ve bir sözü oldu?
“Kayhan abi zaten federasyondan çok az para geliyor, o da eski başkanlardan birinin temlik koyması yüzünden ona gidiyor. Çok üzülüyorum abi.”
Ne diyor başkan?
Bir kişi.
Vay be arkadaş neler olmuş neler!
Bir kez daha başlığımıza dönelim…
Federasyonda temliki olan kim?
Ve bitirelim uzun yazımızı…
Başkan Enes Çelik bu olayı mahkemeye taşır mı?
Taşırsa çok sıkıntılı günler başlar o kişi için.
Bana göre…
O kişi gerekeni yapmalı ve Başkan Enes Çelik’le anlaşma yoluna gitmeli.