6 Mart 2016 tarihi unutulur mu?
Çok değer verdiğim Osman Gümüş’ün asıl memleketine gittiği tarih.
7 Mart 2016 tarihinde çalıştığım gazetede bir yazım olmuştu.
O yazıdan bazı bölümler dostlar…
Doğdu, yaşadı, kimseyi kırmadı, davasına her daim sahip çıktı ve arkasında çok güzel anılar bırakarak veda etti.
Hiç kimseyi satmadı, ne görev verildiyse kaçmadı.
Her zaman şu sözü beynimdedir…
“Emrin olur ağabey.”
Kendinden küçüğüne de, büyüğüne de ağabey derdi.
Bir gün telefon açtı Osman Gümüş…
“Ağabey; uygunsan yanına geleceğim. Bir çayını içerim.”
Bu arada benden bir yaş büyüktü rahmetli.
Hiç kimseye “hayır” demeyen bir insana “gelme, işim var” denir mi?
Elinde pastayla geldi.
“Osman Ağabey neden zahmet ettin”.
Her zamanki gibi beyefendi kişiliği ile yanıt verdi…
“Çay içeceğiz ya; elim boş gelmek istemedim.”
Çaylarımızı içtik, sohbetimizi yaptık.
Çok gezen bir insan değilim. Osman Ağabey’in de sendikacılık günleri tamamlanmıştı.
İzin günüm olan Cuma günleri beraber gezeriz dedik.
Öyle de anlaştık. Hatta planımızı dahi yapmıştık…
Öğle yemeklerini sıraya dahi koymuştuk.
Hacı Özay’ı da yanımıza alır; bir gün Tevfik Topçu’ya, bir gün Şinasi Gül’e, bir gün Kadir Çitil’e, bir gün Yusuf İzzettin Şimşek’e gideriz diye de planımızı yapmıştık.
İlk ve son ziyaretimizi Şinasi Gül ağamızın yanına yaptık.
Çok iyi arkadaştılar.
Şinasi Ağabey göbeğine vurup; “tombişim” der; Osman Ağabey’de; “sen kendine bak şişkom” derdi.
Olmadı, istediğimiz yerlere gidemedik.
Bir gün lokal de oturuyorduk…
“Kayhan birkaç zamandır sırtlarım ağrıyor; yarın bizim camiadan bir doktor arkadaşım var, ona baktıracağım.”
Korkmuştum. Uzun süreli sırt ağrıları sıkıntı yaratır diye içimden geçirirken; “Yoktur bir şey abim” demekle yetindim.
Ve o bir gün sonrası üzücü haber yüreklerimize acıyı vermişti.
O adam gibi adam Osman Gümüş kanserdi.
Tedaviye başlandı da; iyi gitmiyordu. Vücudunu sarmaya başlamıştı sinsi hastalık.
Hacı Özay abiyle evine gittiğimizde sağ ayağını kaldıramıyordu.
Osman Abimizin emaneti yengem, Hacı Abi hepimizin yüreği ağrıyor; içimizi acı acı çekiyorduk.
Hastaneye yatırıldı.
Yıllarca Ülkücü dava için koşan arkadaşları hiç yalnız bırakmıyordu.
İçimiz sızlasa da; beynimize ağrılar girse de Osman Ağabey; gözlerimizin önünde eriyor, bitiyordu.
Ve…
İşte o 6 Mart 2016 günü bizleri bırakıp gitti.
7 Mart 2016 tarihli yazımın başlığı “unutulmayacaksın”
O yazımın altına biri “geçer, gider unutursunuz” yazmıştı.
Bazı insanlar vardır unutulmaz.
Osman Gümüş…
Unutulur mu?
Hala ebedi istiratgahı Beşevler Mezarlığından geçerken el sallar, fatiha okurum.
Bilirim; Osman Ağabey mutlaka görüyor ve o her zaman gülen yüzüyle bakıp, o da el sallıyor bize.
Unutulmayacaksın Şinasi Ağamızın tombişi; bizlerin can arkadaşı.
Rahat uyu.