Anıl’ımız var.
İyi değiliz. Haftalardır yazıyor, söylüyoruz. Bu takım ilk 15-20 dakika da mutlaka 1 gol bulmalı.
Bu oyunculardan kurulu bir takım korkak oynayamaz, tek forvet çıkmamalı sahaya.
Bu takım öyle böyle kazanır, şampiyon da olur.
Çünkü tecrübeli ve işi bilen oyuncular oynuyor. Kalede de Anıl’ın var.
Ancak 30 maçta 2 ya da 3 maç sandalyelerimize yaslanıp maç seyrederiz.
Bu kafayla her maçı dünkü gibi diken üstünde geçiririz.
Ne yazık ki ligin ikinci yarısına çok iyi başlamadık.
Tokat bu ligin en zayıf takımlarından biri. 17 maçta 3 galibiyeti bulunan bir takım, ne acı ki bizi yenecekti.
Kalede Anıl gerek ilk yarı da, gerekse ikinci yarıda net pozisyonları kurtardı.
Şunu soralım mı?
Bu takıma nasıl bu kadar pozisyon veriyoruz?
Pablo verebilir mi bunun yanıtını?
Yediğimiz golde Taha Can’ın ayağı yerden kalkmadı, etrafında dönemedi.
Neden?
Bu takım şu anki ligde en az 15 puan farkla lider olmalıydı.
Bırakın yenilgiyi beraberliği unutmalı.
Neden çok basit gol yedik?
Eren’deki bu ısrarı anlamak mümkün değil.
Başla Mustafa Genç’le. Oynat sağ kanatta Hamza’yı.
Bu kadar mı zor.
Görünen köy kılavuz ister mi?
Ayrıca takımda birbirlerine el kol hareketi yapmak ne?
Maç içerisinde futbolcu hata yapar, yapacaktır da, ancak hatalar birbirlerine moral vererek kapatılır.
Ligin ilk yarısında bu özelliğimiz vardı, ikinci yarıda ne oldu?
Bu takım Başkan Enes Çelik ve arkadaşlarının müthiş şansları ile gidiyor.
Yüce Allah her zaman doğruların yanındadır.
Şimdilik Batalla’ya rağmen iyi gidiyor.
Şampiyon oluruz da, midemize kramplar girerek.
Batalla’cılar kızacaktır.
Umurumda değil.
Dün değil, 60 yıldır BURSASPORLUYUM.
Benim için önemli olan Bursaspor’dur.