Bu cuma günü sizlere Kur’an-ı Kerim’in 24. süresi olan Nûr süresinin 49 ila 58 ayetlerinin mealini aktaracağım.
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
49. Ama, eğer (Allah ve Resülünün hükmettiği) hak kendi lehlerine ise, ona boyun eğip gelirler.
50. Kalplerinde bir hastalık mı var; yoksa şüphe içinde midirler, yahut Allah ve Resülünün kendilerine zulüm ve haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, asıl zalimler kendileridir!
51. Aralarında hüküm vermesi için Allah’a ve Resülüne davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak ‘İşittik ve itaat ettik’ demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.
52. Her kim Allah’a ve Resülüne itaat eder, Allah’a saygı duyar ve O’ndan sakınırsa, işte asıl bunlar mutluluğa erenlerdir.
53. (Münafıklar), sen hakikaten kendilerine emrettiğin takdirde mutlaka (savaşa) çıkacaklarına dair, en ağır yeminleri ile Allah’a yemin ettiler. De ki: Yemin etmeyin. İtaatiniz malümdur! Bilin ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
54. De ki: Allah’a itaat edin; Peygamber’e de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, Peygamber’in sorumluluğu kendisine yüklenen (tebliğ görevini yapmak), sizin sorumluluğunuz da size yüklenen (görevleri yerine getirmeniz)dir. Eğer ona itaat ederseniz, doğru yolu bulmuş olursunuz. Peygamber’e düşen, sadece açık-seçik duyurmaktır.
55. Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi onları da yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm’ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve (geçirdikleri) korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını vadetti. Çünkü onlar bana kulluk ederler; hiçbir şeyi bana eş tutmazlar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte bunlar asıl büyük günahkârlardır.
56. Namazı kılın; zekatı verin; Peygamber’e itaat edin ki merhamet göresiniz.
57. İnkâr edenlerin, yeryüzünde (Allah’ı) aciz bırakacaklarını sanmayasın! Onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varış yeri!
58. Ey müminler! Ellerinizin altında bulunan (köle ve cariyeleriniz) ve içinizden henüz ergenlik çağına girmemiş olanlar, sabah namazından önce, öğleyin soyunduğunuz vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza gireceklerinde) sizden üç defa izin istesinler. Bunlar, mahrem (kapanmamış) halde bulunabileceğiniz üç vakittir. Bu vakitlerin dışında ne sizin için ne de onlar için bir mahzur yoktur. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. İşte Allah ayetleri size böyle açıklar. Allah, (her şeyi) bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Müfessirler; 55 ayette, özel olarak, Hz. Peygamber (s.a.) tarafından İslâm’ın tebliğ edilmeye başlandığı devirde henüz çok zayıf ve mağdur durumda bulunan müslümanların bir zaman sonra müşrikleri altederek hakimiyeti ele alacaklarını müjdelemekte; genel olarak da, -Enbiyâ süresinin 105. ayeti münasebetiyle işaret edildiği gibi- inkârcılığın, kötülüğün ve her türlü bâtılın arızi olduğunu; inancın, iyiliğin, güzelliğin ve hakkın temel ve gerçek hayat kanunu olduğunu ifade etmekte; böylece, bazı zamanlarda inkârcılığın ve kötülüğün yaygınlaşmış olmasına bakarak ümitsizliğe ve kötümserliğe kapılmanın doğru olmadığını ortaya koymaktadır.
Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. (Nahl/90)
Ya Rabbi! Hastalara şifa, dertlilere deva, borçlulara eda, sıkıntıda olanlara da ferahlık ver Ya Rabbi.
Ya Rabbi! Sana açılan elleri, sana yönelen gönülleri, sana yalvaran dilleri boş çevirme Ya Rabbi.
Ya Rabbi! Bina yıkıntısından, uçuruma düşmekten sana sığınırız. Allah'ım boğulmaktan, yangından ve (aşırı) yaşlılıktan sana sığınırız. Ölüm sırasında şeytanın bezi çarpmasından sana sığınırız. Senin yolundan ayrılarak ölmekten sana sığınırız. Zehirlenip ölmekten sana sığınırız. Üzüntü içinde ölmekten Sana sığınırız Ya Rabbi.
Cumanın rahmeti ve bereketi hepimizin üzerinde olsun inşallah.
Selam ve dua ile...