Bu Cuma günü sizlere Kur’ân-ı Kerim’in 19. Süresi olan Meryem süresi’nin 16 ila 28  ayetlerinin mealini aktaracağım.  

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

16. (Resûlüm!) Kitap’ta Meryem’i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti.

17. Meryem, onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü.

18. Meryem dedi ki: Senden, çok esirgeyici olan Allah’a sığınırım! Eğer Allah’tan sakınan bir kimse isen (bana dokunma).

19. Melek: Ben, yalnızca, sana tertemiz bir erkek çocuk bağışlamam için Rabbinin bir elçisiyim, dedi.

20. Meryem: Bana bir insan eli değmediği, iffetsiz de olmadığım halde benim nasıl çocuğum olabilir? dedi.

21. Melek: Öyledir, dedi; (zira) Rabbin buyurdu ki: Bu bana kolaydır. Çünkü biz, onu insanlara bir delil ve kendimizden bir rahmet kılacağız. Bu, hüküm ve karara bağlanmış (ezelde olup bitmiş) bir iş idi.

22. Meryem ona hamile kaldı. Bunun üzerine onunla (karnındaki çocukla) uzak bir yere çekildi.

23. Doğum sancısı onu bir hurma ağacına (dayanmaya) sevketti. ‘Keşke, dedi, bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!’

24. Aşağısından (İsa yahut melek) ona şöyle seslendi: ‘Tasalanma! Rabbin senin alt yanında bir su arkı vücuda getirmiştir.’

25. ‘Hurma dalını kendine doğru silkele ki, üzerine taze, olgun hurma dökülsün.’

26. ‘Ye, iç. Gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen de ki: Ben, çok merhametli olan Allah’a oruç adadım; artık bugün hiçbir insanla konuşmayacağım.’

27. Nihayet onu (kucağında) taşıyarak kavmine getirdi. Dediler ki: Ey Meryem! Hakikaten sen iğrenç bir şey yaptın!

28. Ey Harun’un kız kardeşi! Senin baban kötü bir insan değildi; annen de iffetsiz değildi.

Müfessirler, 16 ayette, Buradaki ‘doğu tarafı’, müfessirlerce Mescid-i Aksâ’nın doğu yanı, yahut Meryem’in evinin doğu tarafı şeklinde tefsir edilmiş, bu sebeple Hristiyanların, kıble olarak doğuya yöneldikleri ifade edilmiştir.

17 ayette, Müfessirlerin çoğunluğuna göre ayetteki ruhtan maksat, Cebrail (a.s.) dır. Hz. Meryem korkmasın ve sözünü anlasın diye Allah Teâlâ, Cebrail’i, bir insan kılığında göndermiştir. (Bakara 2/87)

24 ayete şu mana da verilmiştir: ‘Tasalanma! Rabbin senin altındakini (yani İsa’yı) şerefli bir lider olarak yaratmıştır.’

17 ayette, Rivayete göre Meryem’in kavmi, yememek, içmemek suretiyle oruç tuttukları gibi, konuşmamak suretiyle de tutarlarmış. Yahut oruçlu iken yeme-içmeden kaçındıkları gibi konuşmaktan da kaçınırlarmış. Hz. Meryem de buna uygun olarak sükût orucu adamış olmaktadır.

28 ayette anılan Harun, Hz. Musa’nın kardeşi ve peygamber Harun değildir. Bu Harun’un kimliğiyle ilgili görüşlerin doğruya en yakın olanına göre o, Hz. Meryem’in hakiki kardeşidir. Ana-babası gibi o da iffetli ve sâlih bir kimse idi. Bu yüzden işin iç yüzünü bilmeyenler, böyle birinin kız kardeşi olan Meryem’e zina etmeyi asla yakıştıramadıklarını belirtmek istemişlerdir.

Ya Rabbi! Hastalara şifa, dertlilere deva, borçlulara eda, sıkıntıda olanlara da ferahlık ver Ya Rabbi.

Ya Rabbi! Sana açılan elleri, sana yönelen gönülleri, sana yalvaran dilleri boş çevirme Ya Rabbi.

Geçmişten günümüze tüm aziz şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi şükranla yâd ediyoruz.

Cuma’nın rahmeti ve bereketi hepimizin üzerinde olsun inşallah.

Selam ve dua ile...