Bu cuma günü sizlere Kur’an-ı Kerim’in 28. süresi olan Kasas süresinin 45 ila 54 ayetlerinin mealini aktaracağım.
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
45. Bilakis biz nice nesiller var ettik de, onların üzerinden uzun zamanlar geçti. Sen, ayetlerimizi kendilerinden okuyarak öğrenmek üzere Medyen halkı arasında oturmuş da değilsin; aksine (onları sana) gönderen biziz.
46. (Musa’ya) seslendiğimiz zaman da, sen Tûr’un yanında değildin. Bilakis, senden önce kendilerine uyarıcı (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik); ola ki düşünüp öğüt alırlar.
47. Bizzat kendi yaptıklarından dolayı başlarına bir musibet geldiğinde: Rabbimiz! Ne olurdu bize bir peygamber gönderseydin de, ayetlerine uysak ve müminlerden olsaydık! diyecek olmasalardı (seni göndermezdik).
48. Fakat onlara tarafımızdan o hak (Peygamber) gelince: ‘Musa’ya verilen (mucizeler) gibi ona da verilmeli değil miydi?’ dediler. Peki, daha önce Musa’ya verileni de inkâr etmemişler miydi? ‘Birbirini destekleyen iki sihir!’ demişler ve şunu söylemişlerdi: Doğrusu biz hiçbirine inanmıyoruz.
49. (Resûlüm!) De ki: Eğer doğru sözlüler iseniz, Allah katından bu ikisinden (bana ve Musa’ya inen kitaplardan) daha doğru bir kitap getirin de ben ona uyayım!
50. Eğer sana cevap veremezlerse, bil ki onlar, sırf heveslerine uymaktadırlar. Allah’tan bir yol gösterici olmaksızın kendi hevesine uyandan daha sapık kim olabilir! Elbette Allah zalim kavmi doğru yola iletmez.
51. Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca yetiştirmişizdir (aralıksız vahiylerimizi göndermişizdir).
52. Ondan (Kur’an’dan) önce kendilerine kitap verdiklerimiz, ona da iman ederler.
53. Onlara (Kur’an) okunduğu zaman: Ona iman ettik. Çünkü o Rabbimizden gelmiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik, derler.
54. İşte onlara, sabretmelerinden ötürü, mükâfatları iki defa verilecektir. Bunlar kötülüğü iyilikle savarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan da Allah rızası için harcarlar.
Müfessirler; 44, 45 ve 46. ayetlerde, ‘Sen… değildin’ şeklinde işaret edilen olayların ayrı zamanlara ait ve Hz. Musa’nın hayatında ayrı ayrı mühim birer hadise olduğu belirtilmektedir. Hz. Muhammed’den önce peygamber gönderilmemiş devreye ‘fetret’ devri denmektedir. Ayette kastedilenin, Hz. İsa ile Hz. Muhammed arasındaki 570 yıllık zaman parçası olduğu söylenmektedir. Hz. İsa ve Hz. Musa’nın davetleri İsrailoğulları ve onların havalisindekilere münhasır olduğundan, burada kastedilen devre, Hz. İsmail ile Hz. Muhammed arasındaki dönem şeklinde de açıklanmaktadır.
48 ayette, buradaki manaya göre Kur’an ve Tevrat kastedilmiş olur. Diğer kıraatlere göre, ‘Yardımlaşan iki sihirbaz!’ şeklinde manalandırmak gerekir. Bu taktirde Hz. Musa ile Hz. Harun ya da Hz. Musa ile Hz. Muhammed kastedilmiş olabilir.
52 ayette, Ehl-i kitaptan olup da müslümanlığı kabul edenlere işaret olunmaktadır.
Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. (Nahl/90)
O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah’ın kullarıyız ve biz O’na döneceğiz, derler. (Bakara/156)
Ya Rabbi! Hastalara şifa, dertlilere deva, borçlulara eda, sıkıntıda olanlara da ferahlık ver Ya Rabbi.
Ya Rabbi! Sana açılan elleri, sana yönelen gönülleri, sana yalvaran dilleri boş çevirme Ya Rabbi.
Ya Rabbi! Devletimize, milletimize ve ordumuza her daim yardım eyle ve muzaffer kıl Ya Rabbi.
Cumanın rahmeti ve bereketi hepimizin üzerinde olsun inşallah.
Selam ve dua ile...