Bu cuma günü sizlere Kur’an-ı Kerim’in 25. süresi olan Furkan süresinin 11 ila 20 ayetlerinin mealini aktaracağım.
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
11. Onlar üstelik kıyameti de yalan saydılar. Biz ise, kıyameti inkâr edenler için alevli bir ateş hazırladık.
12. Cehennem ateşi uzak bir mesafeden kendilerini görünce, onun öfkelenişini (müthiş kaynamasını) ve uğultusunu işitirler.
13. Elleri boyunlarına bağlı olarak onun (cehennemin) dar bir yerine atıldıkları zaman, oracıkta yok oluvermeyi isterler.
14. (Onlara şöyle denir:) Bugün (yalnız) bir defa yok olmayı istemeyin; aksine birçok defalar yok olmayı isteyin!
15. De ki: Bu mu daha iyi, yoksa takva sahiplerine vad edilen ebedilik cenneti mi? Orası, onlar için bir mükâfat ve (huzura kavuşacakları) bir varış yeridir.
16. Onlar için orada ebedi kalmak üzere diledikleri her şey vardır. İşte bu, Rabbinin üzerine (aldığı ve yerine getirilmesi) istenen bir vaattir.
17. O gün Rabbin onları ve Allah’tan başka taptıkları şeyleri toplar da, der ki: Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldan çıktılar?
18. Onlar: Seni tenzih ederiz. Seni bırakıp da başka dostlar edinmek bize yaraşmaz; fakat sen onlara ve atalarına o kadar bol nimet verdin ki, sonunda (seni) anmayı unuttular ve helaki hak eden bir kavim oldular, derler.
19. (Bunun üzerine ötekilere hitaben şöyle denir:) İşte (taptıklarınız), söylediklerinizde sizi yalancı çıkardılar. Artık ne (azabınızı) geri çevirebilir, ne de bir yardım temin edebilirsiniz. İçinizden zulmedenlere büyük bir azap tattıracağız!
20. (Resulüm!) Senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberler de hiç şüphesiz yemek yerler, çarşılarda dolaşırlardı. (Ey insanlar!) Sizin bir kısmınızı diğer bir kısmınıza imtihan (vesilesi) kıldık; (bakalım) sabredecek misiniz? Rabbin her şeyi hakkıyla görmektedir.
Müfessirler; 12 ayette, Cehennemin insanları görmesi, onunla karşılaşmak manasında mecaz olabileceği gibi Allah’ın ateşe görme kabiliyeti vermesi manasında hakikat de olabilir.
14 ayette, bu hitap ile bütün azabın karşılaşılan azaptan ibaret olmadığı, daha çok çeşitli azapların kendilerini beklediği bildirilmiş olmaktadır. Bir de, cehennem azabının sürekliliğini ifade eden başka ayetler dikkate alındığında, bu hitaptan, inkârcıların yanan derilerinin tazeleneceği, böylece tekrar tekrar azaba maruz kalacakları manası anlaşılmaktadır.
16 ayette, müminlerin, dualarında hep bu vâdin yerine getirilmesini istedikleri, ya da bunun istenmeye değer vaad oluşu anlatılmaktadır.
17 ayette, ‘Allah’tan başka taptıkları şeyler’ hakkında tefsirlerde değişik izahlar vardır. Bunlar tanrı diye taptıkları (İsa aleyhisselam, Uzeyr aleyhisselam gibi) elçiler, cinler veya putlar olabilir. ‘Bunlar putlardır’ diyen tefsirlerde, Cenab-ı Allah’ın onlara lisan verip hakikati söyleteceği ifade edilmiştir.
20 ayette, müminlerden, müşriklerin kendilerine verecekleri ezalara dayanmaları istenmekte; Allah’ın her şeyi hakkıyla görmekte olduğu belirtilerek, zalimlerin de, iman mücadelesinde sabır ve metanet gösterenlerin de, yaptıklarının karşılığını görecekleri ima edilmekte ve müminlere teselli verilmektedir.
Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. (Nahl/90)
Ya Rabbi! Hastalara şifa, dertlilere deva, borçlulara eda, sıkıntıda olanlara da ferahlık ver Ya Rabbi.
Ya Rabbi! Sana açılan elleri, sana yönelen gönülleri, sana yalvaran dilleri boş çevirme Ya Rabbi.
Ya Rabbi! Dualarımızı Alemlerin Efendisi Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.)hürmetine kabul ve ihsan eyle Allah’ım.
Cumanın rahmeti ve bereketi hepimizin üzerinde olsun inşallah.
Selam ve dua ile...