Dünya ve Türk Ekonomisine Etkileri
Ortadoğu'da tırmanan İran-İsrail gerilimi, küresel piyasalarda büyük bir tedirginliğe yol açarak dünya ve Türk ekonomisi üzerinde önemli etkiler yaratıyor.
Bu gerilim, özellikle enerji piyasaları, finansal varlıklar ve tedarik zincirleri üzerinde ciddi baskılar oluşturuyor.
Küresel Ekonomiye Etkileri
Enerji Fiyatlarında Yükseliş
Gerilimin en somut etkisi petrol fiyatlarında gözlemleniyor. İsrail'in İran enerji varlıklarına yönelik saldırıları ve Hürmüz Boğazı'nın kapatılma riski, petrol fiyatlarını hızla yukarı taşıdı. Brent petrolün varil fiyatı 75 dolar seviyesine yaklaşırken, uzmanlar savaşın derinleşmesi durumunda bu rakamın 120-130 dolar hatta 150 dolar seviyelerine çıkabileceği konusunda uyarıyor. Bu durum, küresel enflasyonist baskıları artırarak merkez bankalarının faiz artırımına gitme olasılığını gündeme getirebilir ve küresel ekonomik durgunluk riskini yükseltebilir.
Güvenli Limanlara Talep Artışı
Belirsizliğin artmasıyla yatırımcılar güvenli liman olarak görülen altın gibi varlıklara yöneliyor. Ons altın fiyatları rekor seviyelere ulaşırken, döviz kurlarında da yükselişler yaşanıyor. Bu durum, özellikle ithalata bağımlı ekonomilerde enflasyon baskısını artırıyor.
Borsalarda Dalgalanma
Jeopolitik risk algısının yükselmesi, küresel hisse senedi piyasalarında düşüşlere neden oluyor. ABD, Avrupa ve Asya borsalarında genel olarak temkinli bir seyir izlenirken, savunma ve enerji hisseleri ön plana çıkıyor. Havayolu şirketleri gibi artan yakıt maliyetlerinden olumsuz etkilenecek sektörler ise düşüş yaşıyor.
Tedarik Zinciri Kırılganlıkları
Hürmüz Boğazı'nın olası bir kapanması, küresel petrol arzının yaklaşık %20'sini etkileyerek dünya endüstrisini büyük bir şokla karşı karşıya bırakabilir. Bu durum, zaten hayat pahalılığı çeken dünyada tedarik zincirlerinde ciddi aksaklıklara ve sanayi üretiminde olumsuz etkilere yol açabilir.
Türk Ekonomisine Etkileri
Enflasyon ve Enerji Maliyetleri
Türkiye gibi enerjide dışa bağımlı ülkeler için petrol fiyatlarındaki artış, ithalat faturasını kabartarak enflasyon hedeflerini doğrudan tehdit ediyor. Bu durum, Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadele politikalarını zorlaştırabilir ve faiz indirimleri gibi politika adımlarını etkileyebilir. Benzin ve motorin fiyatlarına zam beklentileri, vatandaşın alım gücünü daha da düşürebilir.
Dış Ticaret ve Lojistik Riskleri
Türkiye'nin ihracat ve ithalatında kritik öneme sahip Hürmüz Boğazı çevresindeki güvenlik riski, özellikle Asya ile yapılan enerji ve sanayi hammaddesi ticaretini sekteye uğratabilir. Türk lojistik ve deniz taşımacılığı şirketleri için risk sigortaları ve navlun maliyetleri artabilir. Hava kargo taşımacılığı durma noktasına gelirken, denizyolunda yeni rota arayışları başlamış durumda. Karayolu taşımacılığına olan talebin artması bekleniyor.
Finansal Piyasalar Üzerindeki Baskı
Küresel risk iştahının düşmesi ve altın ile dövize olan talebin artması, Türk finansal piyasalarında da dalgalanmalara neden olabilir. Borsa İstanbul'da düşüşler yaşanırken, dolar ve altında yükseliş eğilimi sürüyor.
Arabuluculuk Rolü ve Diplomatik Sınamalar
Türkiye, bölgedeki nadir ülkelerden biri olarak hem İran hem de İsrail ile doğrudan iletişim kanallarına sahip. Rusya-Ukrayna savaşında üstlendiği arabulucu rol, bu kriz için de emsal teşkil edebilir. Ancak bu kez coğrafi yakınlık, mezhep dengeleri ve iç politik hassasiyetler çok daha dikkatli bir diplomasi gerektiriyor. Türkiye'nin bu süreçteki rolü, bölgesel prestijini artırma potansiyeli taşırken, aynı zamanda önemli diplomatik sınamaları da beraberinde getiriyor.
Sonuç olarak İran-İsrail gerilimi, bölgedeki mevcut istikrarsızlığı daha da derinleştirerek küresel ekonomiyi yeni bir şok dalgasıyla karşı karşıya bırakma potansiyeli taşıyor. Özellikle petrol fiyatlarındaki yükseliş ve tedarik zincirlerindeki aksaklık riskleri, dünya genelinde enflasyonu körükleyebilir ve ekonomik büyüme üzerinde baskı oluşturabilir.