SON DAKİKA
Hava Durumu

Kilitlenen siyaset, sarsılan ekonomi ve dünyanın denge arayışı

Yazının Giriş Tarihi: 13.11.2025 16:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.11.2025 16:49

Dünya, son yıllarda sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasal bir tıkanıklığın da içinde. Küresel siyasetin kilitlendiği, liderlerin öngörüsüz kararlarının domino etkisiyle tüm piyasalara yayıldığı bir dönemden geçiyoruz. Enflasyonun küresel bir sorun haline gelmesi, enerji fiyatlarının dalgalanması, jeopolitik risklerin tırmanması… Hepsi bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlı. Ancak zincirin zayıf halkası artık net: siyasi istikrarsızlık.

Küresel Siyasette Tıkanma

ABD’den Avrupa’ya, Ortadoğu’dan Asya’ya kadar birçok ülke, kendi iç siyasetinde dahi uzlaşma zemini bulmakta zorlanıyor. Demokratik sistemlerde kutuplaşma derinleşirken, otoriter rejimlerde halkın güveni sarsılmış durumda. ABD Başkanı Donald Trump’ın yeniden sahneye çıkışı, küresel arenada belirsizliği yeniden artırdı. Dış politikada bir gün dost, ertesi gün rakip söylemleri; NATO’dan ticaret savaşlarına kadar her alanda güven krizini tetikliyor. ABD gibi küresel bir güçte bile tutarsız politikaların ekonomi üzerindeki etkileri, piyasaların her sabah farklı bir endişeyle açılmasına neden oluyor.

Savaşların Ekonomiye Zincirleme Etkisi

Ukrayna-Rusya savaşı, Gazze’de süren çatışmalar, İran-İsrail gerilimi ve Kızıldeniz hattında yaşanan krizler… Hepsi enerji arzını, gıda tedarik zincirini ve deniz ticaretini doğrudan etkiliyor. Küresel üretim maliyetleri artıyor, tedarik süreleri uzuyor, lojistik maliyetleri rekor seviyelere çıkıyor. Sonuçta hem gelişmiş ekonomiler hem de gelişmekte olan ülkeler enflasyonist bir baskı altında kalıyor.

Bu tabloda merkez bankaları faiz artırımlarıyla yangını söndürmeye çalışsa da, ekonomik ateşin kaynağı artık para değil, siyaset.

Türkiye’ye Yansımaları

Türkiye, jeopolitik konumu itibarıyla bu fırtınanın tam ortasında. Enerji geçiş güzergahında yer alması, dış ticaretinin büyük bölümünü savaş bölgeleriyle bağlantılı koridorlardan yapması, riskleri artırıyor. Doların küresel baskısı, ABD’nin iç politikasındaki dalgalanmalardan doğrudan etkileniyor. FED’in her kararı, Trump’ın her açıklaması Türk Lirası üzerinde yankı buluyor. Ayrıca Avrupa’daki ekonomik yavaşlama, Türkiye’nin ihracatında durgunluk yaratırken; bölgesel savaşlar turizm ve yatırım akışını da zayıflatıyor.

Türkiye’nin bu süreçte ekonomik dayanıklılık politikasını güçlendirmesi, üretim ve enerji bağımsızlığına yatırım yapması artık bir seçenek değil, zorunluluk haline geldi.

Çıkış Yolu: Siyasette Aklın Egemenliği

Ekonomik istikrarın yolu, siyasi istikrardan geçiyor. Küresel ölçekte diplomasi yeniden tanımlanmalı. Bloklaşmalar yerine iş birliği eksenine dayalı, çok kutuplu ama uzlaşı temelli bir düzen kurulmalı. Türkiye gibi bölgesel aktörler, bu geçiş sürecinde akılcı ve çok yönlü dış politika ile öne çıkabilir. Kutuplaşan dünyada denge politikası, hem siyasi hem ekonomik anlamda en kârlı yatırım olacaktır.

Sonuç olarak, dünya ekonomisinin bugünkü çalkantısının merkezinde yalnızca faizler, bütçeler veya borçlar yok; liderlik krizi var. Küresel siyaset kilitlendiğinde, piyasalar da kilitleniyor. Bu kilidi açmanın anahtarı ise cesur, tutarlı ve uzlaşı temelli bir liderliktir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Yükleniyor..
    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.