Türkiye'nin ekonomik ve sosyal refahını artırmanın yolu, adil bir vergi sisteminden geçiyor. Mevcut vergi yapısı, ne yazık ki, düşük ve orta gelirliler üzerindeki yükü ağırlaştırırken, yüksek gelir gruplarının ve sermayenin beklenen katkıyı sağlamasına engel oluyor.
Bu durum, gelir eşitsizliğini derinleştiriyor ve toplumun büyük bir kesiminde adaletsizlik hissine yol açıyor.
Artık bu dengesizliği gidermenin ve 'az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alma' ilkesini hayata geçirmenin zamanı gelmiştir. Mevcut Sistemdeki Sorunlar ve Adalet İhtiyacıTürkiye'deki vergi gelirlerinin önemli bir kısmı, dolaylı vergiler (ÖTV, KDV gibi) üzerinden toplanıyor.
Bu vergiler, kimin ne kadar kazandığına bakılmaksızın herkesten eşit oranda alındığı için, dar gelirlilerin harcama gücünü orantısız şekilde azaltıyor.
Örneğin, bir asgari ücretli ile yüksek gelirli bir iş insanının bir ürüne ödediği KDV aynıdır. Bu, temel ihtiyaçlara bile yansıyan bir adaletsizliktir.
Aynı zamanda, gelir vergisi tarifelerindeki dilimlerin yetersiz ve düşük tutulması, orta sınıfın hızlıca yüksek vergi dilimlerine girmesine neden oluyor.
Bu durum, emeğiyle geçinen kesimlerin alım gücünü düşürürken, tasarrufu ve üretimi teşvik etmek yerine, kayıt dışı ekonomiyi besleyebiliyor.
Çözüm: Aşamalı ve Kapsamlı Gelir Vergisi Gerçek bir adalet için, vergi sisteminin ağırlık merkezi dolaylıdan dolaysız vergilere (gelir, kurumlar ve servet vergisi) kaydırılmalıdır.
Bu dönüşümün temel taşı, kademeli (müterakki) gelir vergisi oranlarının çok daha belirgin ve geniş bir aralığa yayılmasıdır.
Daha Fazla Dilim, Daha Keskin Farklar: Gelir vergisi dilimleri artırılmalı ve en yüksek gelir grubunun vergi oranı, gelişmiş ülkelerdeki örneklere paralel olarak ciddi şekilde yükseltilmelidir. Yüzde 40-50'lere varan en üst dilimler oluşturmak, sosyal adalete katkı sunar.
Vergi İstisnalarının Gözden Geçirilmesi: Sermaye ve faiz gelirleri üzerindeki vergi istisnaları ve muafiyetler titizlikle incelenmeli ve adil olmayan ayrıcalıklar kaldırılmalıdır. Emeğin geliri ile sermayenin geliri arasındaki vergi farkı, adalet lehine yeniden düzenlenmelidir.
Servet Vergisi Tartışılmalı: Belirli bir eşiğin üzerindeki gayrimenkul ve finansal varlıklar üzerinden alınacak ılımlı bir servet vergisi veya miras vergilerinde ciddi artışlar, zenginliğin tabana yayılmasına ve kamu hizmetlerinin finansmanına büyük destek sağlayabilir.
Sosyal Refah ve Sürdürülebilirlik Vergi reformu sadece bir maliye politikası değil, aynı zamanda bir sosyal sözleşmedir. Çok kazanandan daha fazla vergi almak, onları cezalandırmak değil, toplumun refahına orantılı katkıda bulunmalarını sağlamaktır. Elde edilen ek kaynaklar eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik gibi alanlara aktarılırsa, bu tüm toplum için bir kazanım olacaktır.
Türkiye, bu cesur adımı atarak hem ekonomik sürdürülebilirliğini güçlendirebilir hem de vatandaşları arasındaki gelir adaleti uçurumunu kapatabilir.
Adil vergi, güçlü toplum demektir. Bu reformu daha fazla ertelemek, toplumsal huzuru ve ekonomik potansiyelimizi riske atmaktır.