Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan yeni vergi kanunları teklifi, onlarca düzenlemeyi içinde barındırıyor. Bu teklif, sadece bazı oranları değiştirmiyor; ekonominin nereye yöneldiğini de işaret ediyor.

Bir yandan bütçe dengesi için yeni gelir arayışları; diğer yandan vergi adaletinin yeniden tanımlanması çabası. Ama satır aralarında hem fırsatlar hem de ciddi yükler var.

Kira Geliri Artık Sadece Emekliye İstisna

Bugüne kadar geniş kesimlere uygulanan kira istisnası, artık sadece emeklilere tanınacak. Bu, kira geliri elde eden milyonlarca vatandaş için önemli bir vergi artışı anlamına geliyor.

Konut Kredisi Faizinde Gider Dönemi Bitti

Ev sahibi olmayı kolaylaştıran bir teşvik daha kaldırılıyor: Konut kredisi faizleri artık gider yazılamayacak. Bu, özellikle ikinci konut sahiplerini ve yatırım amaçlı konut alanları doğrudan etkileyecek.

Geçici Vergi 4. Dönemle Geri Dönüyor

Pandemi sonrası kaldırılan 4. geçici vergi dönemi yeniden geliyor. Bu da demek oluyor ki işletmeler yılda üç değil, dört kez geçici vergi ödeyecek. Mali müşavirler için de yeni bir yoğunluk dönemi başlıyor.

Harçlar, İstisnalar ve Yeni Muafiyetler

Kanun teklifinin en dikkat çekici bölümü, harç ve istisna rejiminin yeniden kurgulanması.

Kuyumcular, galericiler ve emlakçılar artık yıllık yetki belgesi harcı ödeyecek.

Noterlerde ikinci el araç satışları için binde 2 oranında noter harcı geliyor.

Tapu işlemlerinde bedel artık emlak vergisi değerinin altına düşemeyecek, düşük beyanın cezası da bir kat olacak.

Öte yandan Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıkları (YİKOB), hem Motorlu Taşıtlar Vergisi’nden hem tapu harcından muaf tutuluyor.

SGK Düzenlemeleri

Yeni Dönem, Yüksek Oranlar

Sosyal güvenlik sisteminde köklü değişiklikler geliyor:

Borçlanma oranı yüzde 45’e çıkıyor.

Emeklilik prim oranı yüzde 32’den yüzde 33’e yükseltiliyor.

İşveren prim indirimi, imalat dışı sektörlerde 4 puandan 2 puana düşüyor.

Prime esas kazanç üst sınırı 7,5 kat yerine 9 kat olacak.

Emekli maaşlarından borç tahsilatı yapılabilecek (maaşın yüzde 25’ine kadar).

Bu tablo, sigorta prim yükünün hem çalışan hem de işveren için belirgin biçimde artacağı anlamına geliyor.

Kentsel Dönüşüm ve Kamu Maliyesi

Deprem riskine karşı finansman arayışı da teklifte önemli yer tutuyor.

Kentsel Dönüşüm Özel Hesabı 2027 sonuna kadar uzatılıyor.

İstanbul Deprem Projesi istisnası 2035’e kadar sürecek.

Yeni kurulan Dönüşüm Başkanlığı, kamu bankalarından borçlanabilecek.

Ayrıca, Hazine’ye 2025 yılı için 595 milyar TL ek borçlanma yetkisi veriliyor. Bütçenin yükü bir kez daha borçla taşınacak gibi duruyor.

Vakıf Üniversiteleri, Dernekler ve Özel Alanlar

Vakıf üniversiteleri artık TÜFE + ÜFE ortalamasına göre ücret artışı yapabilecek.

Dernek ve vakıf gelirleri muafiyeti 2035’e kadar uzatıldı.

UEFA organizasyonları gelir vergisinden muaf tutuldu; 2026–2032 döneminde Türkiye’de düzenlenecek turnuvalar özel statüde olacak.

Vergi Adaleti mi, Gelir Toplama Hamlesi mi?

Bu teklif, görünürde “teknik düzenleme” gibi dursa da aslında vergi tabanını genişleten, istisnaları daraltan ve tahsilatı artırmayı hedefleyen bir yapı içeriyor.

Ancak temel soru şu:

Vergi yükü gerçekten adil mi dağılacak, yoksa yine orta sınıf ve küçük işletmeler mi bu yükü sırtlanacak?

Ekonomik istikrarın yolu sadece yeni vergi kalemleri oluşturmak değil; vergi sistemini sadeleştirip güveni yeniden tesis etmekten geçiyor.