6 Şubat 2023 - Türkiye’nin acı günü olarak tarihe geçti. Ülkede Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 7.7 büyüklüğünde ve Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde 7.6 büyüklüğünde art arda yaşanan iki büyük deprem,  Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya ve Adana olmak üzere 10 ilde büyük yıkıma neden oldu. Resmi rakamlara göre şu ana kadar (14 Şubat) 31 bin 974 kişi hayatını kaybetti.

Tarihinde ki en büyük felaketlerden birini yaşayan Türkiye, 4. seviyede acil durum ilan ederek uluslararası yardım talebinde bulundu. Bunun üzerine birçok ülke ve uluslararası kuruluş Türkiye’ye yardım göndermiştir. Bu durum uluslararası arenada işbirliğinin önemini ortaya koymuştur.

Türkiye’de herkes birliktelik ruhuyla hareket etmiştir. İnsanlar bireysel olarak böyle bir felaketle karşı karşıya kaldıklarında ne yapmaları gerektiğini öğrenmeye çalışmış ve deprem gerçeğiyle her an yüzleşebileceklerinin farkına varmışlardır.

Deprem yaşandıktan sonraki ilk anlardan itibaren kriz yönetiminin, sosyal medyanın, imar çalışmalarının önemi daha çok ortaya çıkmıştır. Kriz yönetimi, ilk andan itibaren yetkililerin ve bireylerin soğukkanlılıklarını koruyarak yapılacak kurtarma çalışmaları, depremzedelerin insani ihtiyaçlarının karşılanması, organizasyonun yapılması açısından gereklidir. Ciddi, geniş kapsamlı ve beklenmeyen, bu nedenle hızlı müdahale edilmesini gerektiren kriz anlarında yaşanan koordinasyonsuzluk, sorunun boyutunu daha da artıran bir unsur olmaktadır. Bu nedenle krizle karşılaşıldığında nasıl davranılması gerektiği, önceden alınacak önlemler ve eğitimlerle sağlanması gerekir.

Kriz yönetimini sağlarken de yaşadığımız devirde herkesin bir parmak ötesinde bulunan sosyal medya en etkili unsurlardan biri olmaktadır. Sosyal medya depremzedelere ulaşmada, deprem bölgesindeki eksiklerin giderilmesinde, yardımların yapılmasında önemli bir etkiye sahip olmakla birlikte yanlış ihbarlar nedeniyle çalışmaların sekteye uğramasına da neden olabilmektedir. Bu noktada sosyal medyanın etkin ve etkili olabilmesi için iletişim kaynaklarının doğru kullanılması gerekmektedir.

Tarih boyunca jeolojik konumu nedeniyle sıklıkla doğal afetlere maruz kalan Türkiye’de imar mevzuatına aykırı yapılan kaçak yapılara sık sık imar affının getirilmesi afetlerde daha çok can ve mal kaybına sebep olduğu gibi deprem yönetmeliğine uygun olmayan binaların yapılmasında yeterli denetimin olmaması felaketin boyutunu daha da artırmaktadır. Kaçak yapıların, imar yönetimine uygun olmayan binaların yapılması yaşanan bir deprem sonrasında ekonomik, sosyal, psikolojik boyutta büyük hasarlara neden olmaktadır. Göz yumulan her hata binlerce vatandaşımızın canına mal olmaktadır. Deprem gerçeğiyle karşı karşıya kaldığımız bugünlerde yaşanabilecek başka bir afetin zararlarını en aza indirmek, yapıların denetimlerinin daha sağlıklı yapılmasına, fay hattı güzergâhlarının ve zemin etütlerinin önceden tespit edilmesine bağlıdır.

Doğal afetlerin insanlık tarihi boyunca çok büyük can ve mal kayıplarına yol açtığı göz ardı edilemeyecek bir gerçektir. Bu nedenle aktif tektoniği ile önemli deprem felaketlerinin yaşandığı bir bölgede bulunan Türkiye’de de gerekli önlemlerin alınması adına çalışmaların yapılması büyük önem arz etmektedir.

Başımız sağ olsun Türkiye’m…