SON DAKİKA
Hava Durumu

Ortadoğu’nun yeni partneri: Çin

Yazının Giriş Tarihi: 20.12.2022 10:45
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.12.2022 10:45

Son dönemde hızla gelişen Çin-Ortadoğu ilişkileri geçtiğimiz hafta Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Suudi Arabistan ziyaretiyle devam etti. Bölgedeki bu önemli görüşmeye gözlerin çevrilmesi, ABD’nin bölgedeki etkisinin zayıflamasıyla oluşan güç boşluğu söylemlerinin arttığı bir dönemde, “Çin bölgedeki bu boşluğu doldurmak için yeni bir aktör mü?” sorusunu gündeme getirmiştir.

Dünya politikasında önemli bir yer tutan Ortadoğu, gerek coğrafi konumu gerek zengin enerji kaynaklarına sahip olması gerekse de tarihsel ve dinsel geçmişi sebebiyle büyük güçlerin rekabet alanı olan bir bölge olmuştur. Son yıllarda bölgede etkisini artıran ve çeşitli resmi görüşmelerle varlığını hissettiren Çin için de bölge, özellikle enerji konusunda önemli bir sahadır.

Çin Ortadoğu ülkeleri ile ilişkilerini daha çok enerji, ticaret ve yatırım odaklı olarak sürdürmektedir.  2013 yılında göreve gelen Şi Cinping’in ilan ettiği Kuşak Yol projesinde -“Bir Kuşak  Bir Yol”(One Belt– One Road)- Ortadoğu önemli bir güzergâhtır. İki temel ayağı bulunan projenin biri “İpek Yolu Ekonomik Kuşağı”, diğeri ise “21.Yüzyıl Deniz İpek Yolu”dur. Enerji güvenliği, projenin esas noktalarından biridir. Her ne kadar son dönemde yaşanan Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle Çin’in petrol ithalatı yaptığı ilk ülke Rusya olmuş olsa da petrol ithalatının büyük bir kısmının sağlandığı Ortadoğu ülkeleri, Çin dış politikasında vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Bölge ülkeleri ile karşılıklı bağımlılık çerçevesinde ilerleyen ilişkiler, Çin’in ülkelerin iç işlerine karışmama ve askeri müdahale karşıtlığı politikalarını savunması ve bu yönde hareket etmesi nedeniyle de olumlu bir hava yaratmaktadır. Buna karşın Soğuk Savaş sonrası düzenin baş aktörü olan ABD’nin Ortadoğu politikasını yürütürken İsrail’in güvenliği, demokrasi söylemi, bölgedeki zengin petrol yatakları ve güvenlik endişesi yaratan terör gruplarının varlığı gibi konular üzerinde durması Çin’in alternatif bir partner olarak görülmesini sağlamıştır.

Ortadoğu’da ülkelerin birbirleriyle olan çatışmalarına taraf olmadan pragmatist bir politika izleyen Çin, geçtiğimiz haftada ilk kez gerçekleştirilen Çin-Arap Devletleri Zirvesine ve Çin-Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesine katılmıştır. Bu zirvelerin yanı sıra Çin-Suudi Arabistan görüşmesi de gerçekleşmiştir. Yapılan görüşmeler sonrası enerji, bilgi teknolojisi, lojistik ve inşaat gibi sektörleri kapsayan birçok alanda anlaşma yapılmıştır. Ekim ayında OPEC+ grubunun petrol üretiminin Kasım’dan itibaren 2 milyon varil azaltma kararının ABD-Suudi Arabistan ilişkilerinde bir krize neden olması sonrasında atılan bu adımlar, bölgedeki güç yarışında Çin’i tekrar gündeme getirmiştir. Oluşan güç boşluğunu bölgedeki artan faaliyetleri nedeniyle Çin’in dolduracağı düşünülmüştür.

Bunun üzerine Çin Dışişleri Bakanlığının, "Yeni Dönemde Çin-Arap İşbirliği" başlıklı raporda, Çin'in bölgeye ilişkin stratejik odağının, ticari ve ekonomik işbirliği olduğu, Orta Doğu'da bir güç boşluğu olduğuna inanmadıkları vurgulanmıştır.

Ortadoğu’yu güvenilir bir enerji tedarikçisi ve stratejik ortak olarak gören Çin’in bölgedeki artan ekonomik, siyasi ilişkilerine karşın son dönemde ABD'nin azalan güvenlik garantisi sebebiyle oluşan güvensizlik hissi Ortadoğu ülkeleri için Çin’i alternatif bir partner haline getirmektedir. Çin, bölgede giderek daha önemli bir ekonomik ve politik aktör haline gelmekle birlikte ABD’nin bölgedeki çıkarlarından vazgeçmesi olası değildir. Bölgedeki artan Çin varlığı, süregelen ABD ve Çin rekabetinin yeni bir mücadele alanı şeklinde değerlendirilebilir. Ayrıca belirli zamanlarda yaşanan güç rekabetinin hem Ortadoğu ülkeleri hem de diğer devletlerin bölgeye yönelik politikalarının çeşitlenmesinde etkili olacaktır. Bunun yanı sıra bölge ülkelerine de bir alternatif oluşturacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Yükleniyor..
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.